067 – Kimler geldi


9 Mayıs 2008

Kimler geldi, kimler geçti?

MetinMilli.jpgAz önce bir mesaj yazarken, olayı biraz da dramatize etmek üzere yazıya Heeeywallah diye başladım ve parantez içerisinde Metin Milli kıvamında okunacak diye not düştüm. Hatırlar mısınız? Bir zamanlar bir Metin Milli vardı. Kendisi petrol tüccarı, zengin, davudi sesli bir maço idi. Muhtemelen parasıyla TRT’den adam ayarlayıp kendisini meşhur etmişti. Ekrana çıkmak yetmemiş olacak ki üzerinde kendi boy posterleri olan takvimler bastırmıştı. Sonra işi iyice ilerletip galiba ya burnunu ufalttı ya da gözünü çizdirtip her daim giydiği güneş gözlüğünü atarak bıyıklarını da kesip hepten imaj değiştirdi. Peki, ne oldu sonra? Taşıma suyla değirmen dönmeyeceği hesabı ortalıktan kayboldu. Ama ben kendisini o kalın davudi sesiyle hatırlarım hala daha. “Seviyorum işte var mı diyeceğin?

KadirTapucu.jpgTabi böyle değerleri hatırlarken daha önce düğün yazımda bahsetmiş olduğum Kadir Tapucu’yu da anmamak olmaz. Her ne kadar meşhur olduğu şarkı, “Dönüşüm muhteşem olacak”, benim sevdiğim şarkılardan biri oldu ise de sonraki şarkıları hem hayal kırıklığı yarattı hem de bu yüzden iyice sapıtıp Saddam Hüseyin’e methiye yazarak yolunu bulmaya kadar gitti ki Metin Bey’in akıbetine uğraması kaçınılmaz oldu. Kendisini Saddam olayından önce bir düğün salonunda gördüğümde sanki oraya şarkı söylemeyi ister gibi gelmişti bana.

YaseminKumral.jpg“Bim-Bam-Bom” şarkısıyla meşhur olmuş bir Yasemin Kumral vardı. Kıbrıs Barış Harekatı zamanları eline aldığı Pembe Panter oyuncağı ile klip çekip şirin bir ifade ile ekranlarımızda boy gösterir olmuştu. Peşinden de “Girne’den yol bağladık Anadolu’ya” diye hamasi bir şarkı yapıp ününü iyice pekiştirmişti. Elinde gitarıyla genç bir yetenek olarak yer aldığı eğlence programlarında tek şarkı ile meşhur kalınamayacağı düsturu ile (ki buna 30 senedir aynı şarkıları seslendirmekte olan Erol Evgin bu düstura tabi değildir) zamanla mazideki yerini aldıktan seneler sonra, çok iddialı olarak geliyorum dediği “Uzaylı Dostum dırıttı rıt tıt” şarkısı maddenin kanunu gereği hak ettiği değeri görerek Türk televizyonlarında en çok iki kere gösterilmiş olarak piyasaya henüz sunulamadan kaldırılarak sinir sistemlerinin bozulması önlenmiş olmuştu. TRT denetleme kurulunu bu şarkıyı Örevizyon elemelerinde daha ilk elemede eleyerek halk sağlığına yaptığı katkıdan dolayı da kutlamak gerekir diye düşünüyorum.

iboBalonlar.jpgŞarkıcılar ve tek şarkı deyince şişman İbo’yu anmadan geçmek olmaz. Her ne kadar rahmetli olup da artık yeni eserler üretemeyecek olsa da (sanki yaşasaydı da yenilerini üretiyor olacak mıydı diye sorgulayabiliriz) “Benim balonlarım vardı” şarkısı ile ama yalnızca o şarkı ile, seneler boyu TRT ekranlarından bize seslenmiş, daha sonra değerini anlaşılmadığı için yurtdışına gitmiş, orada Sadık Deda misali faal futbol hakemliği yapmıştı. Muhtemelen onca kilosuna rağmen hakemlik yaptığı için kalbini fazla yormuş ve erken sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrılmıştı. Ama şarkısı mutlaka her bayram ve özel eğlence programında çalınırdı.

SadıkDeda.jpgFuad arkadaşımı Burdur’da askerlik yaparkenki zamanında ziyaret ettiğimde gördüğüm “Burdur Faal Futbol Hakemleri Derneği’nin” muhtemelen görevleri orada olan asker hakemlerden gayrı tek sivil hakemi olan Sadık Deda Bey’i de hatırlamadan geçemeyeceğim. Her ne kadar hakemliği bıraktıktan sonra bütün hakemler televizyon kanallarında ahkam kesmektelerse de, Sadık Bey bunlardan farklı olarak düdüğünü bıraktıktan sonra sadece oğlunun varlığı ile bana kendini hatırlatır olmuştur. Bu hakemlerden Özcan Oal (ki her ikisinin soyadları da diğer pek çok futbol hakemi gibi enteresandır bkz: Erman Toroğlu, Hakan Sivriservi, Bülent Demirlek, Cem Papilla, Alican Lakot, İsmet Arzuman, Turgut Sığıç, Muhittin Boşat, Galip Bitigen, Münir Takbak, Fırat Aydınus, İhsan Türe, Nihat Özbirgül, Mustafa Kamil Abitoğlu, Orhan Cebe, Ünal Ünal; yahu yaz yaz bitmiyor, doğru dürüst olan da pek yok galiba) bir seferinde polisin veya jandarmanın kumarhane baskını esnasında pencereden atlayarak kaçmaya çalışırken ayağını kırmıştı.

islamcupiTabi spor yazarı ve spikerlerinin de soyadları enteresandır: Şansal Büyüka, İslam Çupi, Oğuz Tongsir, Ömer Üründül, Zeki Çol, Kahraman Bapçum, İsmet Tongo, Selçuk Yula. Biliyorsunuz Toroğlu kabzımal olarak ekranlarda boy gösterip her konuyu domates ve özellikle salatalığa getirmesi ile ünlüdür. Hakemlerden bir belediye başkanı olan Yusuf Namoğlu anlamlı bir işte çalıştı herhalde, doktor olan Ahmet Çakar bile sapıttırıp, abidik gubidik programlarda abuk subuk işler yapmakla meşgul.

OlcaytoAhmetTuğsuz.jpgÖrevizyonun en hararetli izlendiği özel kanal öncesi zamanlarda örevizyon meşhuru bir besteci, söz yazarı ve aranjör de benim arkadaşı olmamla övündüğüm Olcayto Ahmet Tuğsuz’dur. Kendileri her sene yarışmaya en az üç dört parça ile katılırdı ve mutlaka finale kalırdı. Hatta en sonunda kankası Seyyal Taner’i yarışmaya gönderebilmişti. Kendisi ile arkadaşlığım mühendislik eğitimim bittikten sonra devam ettiğim İstanbul Üniversitesi’ndeki işletme eğitimim esnasında olmuştu. Biz hepimiz yeni mezunken, kendisi 35 yaşı ile aramızda en gencimizle 13-14 yaş farkla ama gençlere taş çıkartacak performansta bir öğrencilik yapıyordu. Kendisinin en takdir ettiğim yanı, sınıftaki birkaç evliden biri olup aynı zamanda iş sahibi olmakla beraber dersten önce derse hazırlanan nadir kişilerden biriyken aynı zamanda her türlü yeni vizyon filmi takip edip, en popüler dizileri mutlaka seyretmiş olarak devamsızlığı olmadan her derse girerken aynı zamanda da şehrin farklı yerlerinde yeni açılmış veya onun yeni keşfettiği lokantaların kıyaslamasını yaparken bir yandan da sınıflar arası futbol takımımızda yer alıyordu. Bir de sene sonuna doğru FİFA Dünya Kupası başlayıp aynı zamanda Örevizyon finali için çalışması gerektiğinden, üstelik dünya kupası da Meksika’da yapıldığından maçlar ya gecenin üçünde ya da sabaha karşı yapıldığından maç kaçırmamak uğruna uykusuz kalmayı tercih ettiği için Haziran ayında gözleri kızarmaya başlamıştı. Örevizyon olayı artık halk nezdinde itibarını kaybettiğinde bir süre ortalıkta görünmedikten sonra son zamanlarda artan dans-buz pateni gibi TV yarışmalarında “bilirkişi” rolüne soyunmuş halde ekranlarda görür oldum.

66

68

Yorum bırakın