374 – Yarış – 6


Kul kurar, kader gülermiş.
Ben de İstanbul Boğazı'nın serin sularında yüzmeyi beklerken Çanakkale'nin tarih kokan, derinliklerinde ne büyük savaş gemilerinin yattığı sularda yüzeceğim.

19 Temmuz 2018

23:44.20’lik derecem ne yazık ki Boğaz’ın serin sularında kulaç atmam için yeterli olmadı. Yarışa daha evvel katılmış ve bu seçmelere girmiş bir sınıf arkadaşımla konuştuğumda onun 17 dakikalık derecesinin de yeterli gelmediğini öğrendim. Hatta daha sonra tanıştığım ve dalma hocası olup daha önce Boğaz’da 54 dakikalık bir derece yapmış bir arkadaşım da reddedilmiş olduğunu söyledi. Bu ikisinin de ortak görüşü durumun tamamen duygusal olduğu ve özellikle Rus yüzücülere öncelik tanımak için derecelerin oldukça düşük seçilmiş olduğu yönündeydi. Çünkü Rusya’da paket İstanbul turlarında Boğaz yarışı da dahil edilince daha rağbet görüyormuş.

Derken her kapanan kapının ardından yeni bir kapının açılması misali,i Türk Spor Vakfı’ndan gelen bir yazı ile ümitlerim yeşerdi 2 Temmuz tarihli yazıda:

2018 yılının Dünyada Troya yılı ilan edilmesi sebebiyle Çanakkale’de geleneksel hale gelecek bir yüzme yarışının ilkinde oradaydım diyebilmek için son şans.

29 Temmuz 2018 tarihinde yapılacak olan 2018 Troya Açıksu Yüzme Yarışı Başvurusu için son gün 3 Temmuz 2018.

2018 Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı seçmelerinde 25 dakikanın altında derece yapan Sporcular kayıt yaptırdıkları taktirde 2018 Troya Açıksu Yüzme Yarışı’na doğrudan katılmaya hak kazanacaklardır.

Kaydınızı turksporvakfi.org adresinden yapabilirsiniz.

deniyordu.

Daha önce gerekli testleri yaptırmış olduğum için tek yapmam gereken başvuru formunu bastırıp doktor onayını almaktı. Geçen defa SUT sorunu sebebiyle sürtüştüğüm ama testlerimi yaptırdıktan sonra izinli olması sebebiyle onayımı yaptıramadığım Doktor Sevtün Hanım’dan ertesi sabah için randevu alıp hastaneye gittim. Daha önceki görüşmemizin aksine gayet sıcak bir sohbet esnasında, yanımda götürmüş olduğum test sonuçlarına bile bakmadan onay kısmını tamamlayıp işimi hallettim. Birkaç günlük beklemeden sonra Çanakkale’de yapılacak Birinci Geleneksel Truva Yüzme Yarışına kabul edildiğim mesajını aldım.

Geçen yazılarımda da belirtmiş olduğum gibi bu kez işim 3 nal ile 1 ata değil, artık 2 nal ile bir ata kalmıştı. Yani şimdiye kadar toplamda en çok 1 kilometre yüzmüş, suda en çok yarım saat kalmış benim için önümde yüzülecek 5 kilometrelik bir yarış mesafesi ve en iyi ihtimal ile 1.5 saatlik bir suda kalma süresi vardı. İmdadıma kaydımı yaptırmamın hemen ertesinde Muğla’nın Datça ilçesinde yaptırmış olduğumuz rezervasyon yetişti.

Günden uzunca faydalanmak üzere erkenden gittiğimiz koylarda yüzme çalışmalarına başladım. Daha önceleri sadece aşağısı kumluk olan yerlerde yüzebiliyorken, şimdi artık daha derinlere doğru seyirtip daha karanlık sularda yüzebiliyorum ama sudaki can sıkıntısından yarım saate bile varmadan sudan çıkmayı yeğledim. Bu arada sırtımın güneşten yanması da cabası.

parkur.jpgBu arada Türk Spor Vakfının sitesinde yer alan ve yarışı tanıtan bölümlerde sadece iki adet resim olduğunu görünce, artık her yere mesaj çekmeyi alışkanlık haline getirmekten ötürü hemen bir mesaj döşenip PARKUR hakkında daha detaylandırma istedim ama ilkokul hocam Halide Eğilmez’in sıkça kullanmış olduğu “Nato kafa – Nato mermer” lafındaki gibi ben söyledim, ben işittim. Yarış ile ilgili sitede verilen gazete kupürlerini okuyarak yarışın Çanakkale İkinci Kordon’dan başlayacağı ve güney batıya doğru Batık Mesudiye zırhlısının üzerinden kulaç atılarak Kepez Halk plajında biteceğini öğrendim (http://turksporvakfi.org/upload/haberler/15_tanitim_uluslararasi_yarisla_devam_ediyor_07072018.pdf , http://turksporvakfi.org/upload/haberler/14_canakkalede_yarisli_tanitim_30062018.pdf ).

Cemilİpekçi_MayoBu arada “Kadına Yönelik Şiddet”e karşı farkındalık yaratmak üzere, yarış esnasındaki materyallerin mor renkli hazırlanmış olması bana nedense Cemil İpekçi’nin bir zamanlar mayo üzerine giymiş olduğu mayo-forma kombinini hatırlattı. İnşallah aynı görüntüyü vermem diye ümit ediyorum.

Deneme yarışlarına katılan Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Eski Bakanı Kürşat Tüzmen’in de yarışta yer alacağı bilgisi beni nasıl heyecanlandırdı anlatamam. Böyle medyatik bir sporcunun dümen suyunu yutacağımdan dolayı da biraz üzülsem de, batıklar üzerinde yüzerken aşağıları seyrederken yarışın heyecanını, o görkemli araçların suyun derinliklerinde yatıyor olmasının ürkünçlüğüne bırakmasını bekliyorum.

Devlet Bakanı ve yüzme ikilisini yanyana getirdiğimde aklıma bir başka Devlet bakanı, Esat Kıratlıoğlu da gelmedi değil. Tansu Çiller’in bakanı olan Kıratlıoğlu, tepesindeki imara açılan araziyi kenarda yetiştirip uzattığı saçlarıyla kapatırdı. Yalnız bu durumu unutup yüzmeye merak sardığında yüzerken saçlarının suda açılması ile tam “Takke düştü, kel göründü” durumunu yaşamıştı. Üstelik tepede yüzen saçlar o kadar uzundu ki kulaç atarken ellerine takılıyordur. Bir de bir iddialaşma olmuştu ama ne hikmetse, Bakan Bey’in rakibi son anda sakatlık bahanesiyle yarıştan çekilmişti, bakan Bey de yarışmadan kazanmış olmuştu. Aynı Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya yenilince Osmanlı’nın yenik sayılması gibi.

Her neyse tekrar yarışa dönersek, ayın 29’unda Çanakkale’de yapılacak yarış için çalışmalarımı devam ettirmekteyim. Sabah – akşam olarak devam ettiğim antrenmanlar ile en azından yarışı kazasız, belasız bitirebilmeyi hedeflemekteyim. Hakkımızda hayırlısı artık.

375

373

1 comments

Yorum bırakın