371 – Yarış 3


Artık yarış zamanı yaklaşıyor dolayısıyla eleme zamanı da geliyor. Artık elemeye hazırlanmalı

18 Mayıs 2018

İlan ettikleri tarihten bir gün gecikme ile listeler yayınlanıp eleme için randevu alınma zamanı gelince bende hafiften bir huzursuzluk başladı. Acaba elemeye katılabilecek miyim, acaba elemeyi süre dolmadan tamamlayabilecek miyim, acaba yaptığım derece elemelerde yeterli olabilecek de esas yarışa girebilecek miyim?

Anadolu Yakası için eleme merkezi Burhan Felek Spor Salonu idi ve ben ikinci gün olan Pazar için saat 11-13 arasına rezervasyon yaptırdım. Randevu günü yaklaştıkça heyecan artıyor ve çalışmalara daha bir sıkı şekilde devam ediyordum. Artık antrenmanları sabah ve akşam olmak üzere ikiye çıkarmıştım ve eleme yarışı mesafesi olan 800 metreyi sabah akşam yüzüyordum. Malum çalışmalarımı Acıbadem Üniversitesi Kerem Aydınlar Yerleşkesi spor tesislerinde yapıyordum. Havuz 5 kulvarlık yarı olimpik olarak adlandırılan 25 metre boyundaki bir yapı. 800 metre için 16 kere gidip gelmek gerekiyor. Diğer çalışanlar hem yaş olarak küçük hem de spor geçmişi olarak benden çok tecrübeli olduklarından onlarla aşık atma işine hiç girmedim ve ister yan kulvarda yüzüyor olsun, ister aynı kulvarı paylaşıyor olalım beni geçip dümen sularını bana yutturmaları moralimi bozmadı. Ancak çalıştıkça hızlandığımı fark ediyordum. İlk başlarda 25-26 dakika olan süreyi 20 dakika civarına düşürebildim. Yalnız yüzme antrenmanlarına başladığımdan beri süregelen serbest stilde nefes alırken fazla nefes alma problemim hala devam ediyordu. İlk başta serbest stil ile yüzdükten sonra nefes yorgunu olup kurbağalama stiline dönüyordum ve o şekilde arada 25 metrelik serbest yüzüşe dönüp çoğunluğu kurbağa stili ile tamamlıyordum. Yalnız benim bu B planımın çalışması için de hızlanmam gerekiyordu ki yaklaşık 5 dakikalık bir ilerleme de kaydetmiştim.

Bu arada liseden arkadaşım Burak, telefon ile mentörlüğümü yapıyor ve nefes alırken yarım nefes alma gibi tavsiyelerde bulunuyor, ben de bir sonraki çalışmada bunu gerçekleştirmeye çalışıyordum ki ne mümkün. Ben daha düşünce aşamasında az nefes alacağım derken psikolojik olarak çöküp nefessiz kalacağım zannıyla boğulma tehlikesi yaşadığımı zannedip tekrar kurbağalamaya geri dönüyordum.

Bu durumu, daha önce bir yazımda bahsetmiş olduğum bir fıkraya benzetirim:

Kral aslan bir gün ormanda oturup dururken ne kadar sıkıldığını farketmiş.
Sıkıntıdan patlarken aklına yardakçısı tilkinin bir fikirle çıkıp bu sıkıntısını gidereceği gelmiş.
Tilkiyi huzura çağırmış.
Tilki büyük bir saygıyla gelip aslanın ne istediğini sorduğunda aldığı
– Canım çok sıkılıyor. Bana bir çare bul da bu sıkıntıdan kurtulayım.
isteğine
– Çok kolay kralım. Hemen bizim tavşanı çağırın. Tavşan geldiğinde “Senin şapkan nerede? Niye takmıyorsun?” diye çıkışır, tavşanı bir güzel pataklarsınız. Bu da sizi rahatlatır
demiş.
Aslan aklına yatan bu fikri uygulamak üzere tavşanı çağırmış.
Tavşan badi badi yürüyerek saygılı bir şekilde huzura çıktığında “Söyle bakalım senin şapkan niye yok?” diye çıkışan aslandan sıkı bir dayak yemiş. Aslan da gayet mutlu şekilde rahatlamış.
Ertesi gün canı sıkılınca gene tavşan çağrılmış. Gene bir posta dayak. Aslan gene rahat. Üçüncü gün de gene aynı terane. Ama dördüncü gün aslanı bir sıkıntı almış.
– Yahu ben koca aslanım. Bula bula tavşanın şapkasını mı bulup dayak atacağım?
diyerek tilkiyi huzura çağırmış ve kendisinden yeni bir sıkıntıdan kurtuluş çaresi istemiş.
Tilki gayet rahat:
– Kralım, çağırın tavşanı. Eline para verin ve bakkaldan sigara almasını söyleyin. Aldığı sigara filtreli ise “Vay, niye filtreli sigara aldın da filtresiz almadın?” diye döversiniz. Eğer aldığı sigara filtresiz ise “Vay, niye filtresiz sigara aldın da filtreli almadın?” deyip döversiniz. Sonra da rahatlarsınız demiş.
Aslan hemen yeni planı uygulamak üzere tavşanı çağırmış. Çağrıyı alan tavşan koşarak huzura çıkmış. Aslan hemen parayı uzatıp kendisine sigara almasını söylemiş. Parayı alan tavşan hemen arkasını dönüp gitmek üzere imiş ki birden dönüp:
– Filtreli mi olsun? Filtresiz mi?
diye sorunca aslan hemen:
– Gel lan buraya. Söyle bakayım senin niye şapkan yok?

İşte aynen böyle aslan ve tavşan hesabı tam serbest yüzecekken kurbağalamaya geri dönüyordum.

Derken Pazar sabahı geldi. Protein ağırlıklı sağlam bir kahvaltı yaptıktan sonra metro-otobüs ikilisi ile Burhan Felek spor salonuna ulaştım. Girişte hemen kaydımı yaptırıp içeri girdim. 171 olan sıra numaramın çağrılacağı anonsu beklerken hiç anons olmadığını fark ettim ama heyecanımı yenip insanların nasıl yüzdüklerine dikkat ederken biraz da ya beni çağırdılar da ben duymayınca diskalifiye olur muyum endişesi içimi kemiriyordu. Bu arada yüzenlerin birçoğu serbest stil yüzüyordu ama hızlı bir tempoda yüzen çok yoktu. Arada sırtüstü giden de vardı. Derken “numara almış olanlar soyunma odalarına insin” komutu gelince “ya Allah” deyip soyunma odasına yollandım. Zaten içimde olan mayomu ortaya çıkartıp tüm eşyalarımı, ayakkabılar dahil çantaya tıkıştırdım. Çantaları nerede muhafaza altına alınır diye sorduysam da yanımıza almamız gerektiği söylendi. Artık Allaha emanet deyip içeride bir askıya asıp üzerini de rüzgarlığımla örterek yarışa odaklanmaya çalıştım.

Haftaya pisinler yüzücü görsün

372

370

Yorum bırakın