251 – Duvarkağıdı


3 Ağustos 2012

Bilgisayarımdan Adem Bey çıktı
Geçen gün bir güldüm bir güldüm anlatamam. Daha önce de benzerlerini yaptığım bir muzipliği tekrar yapmış ama üzerinden biraz zaman geçince yaptığımı unutmuştum. Ama geçen gün arkadaşımın odasına gittiğinde hatırladım ve sorduğumda arkadaşımın yaşadıklarını duyunca daha sonunu bekleyemeden yaklaşık 5 dakika kesintisiz, peşinden de bir on dakika aklıma geldikçe güldüm. Hatta o kadar ki, akşamında az daha Teravih namazını bozuyordum diyebilirim.

Muzipliği şu şekilde anlatayım. Bundan seneler önce kardeşim bana bilgisayarla yeni haşır neşir olanlara yapılacak küçük bir şakadan bahsetmişti. Bilgisayarını açıp doğrudan EXCEL programını çalıştırıp zamanının çoğunu o ekranda geçirenler için mevcut EXCEL sayfası görüntüsünü önce hafızaya alınıp PAINT programı ile kaydedildikten sonra ekranda masa üstü arka plan olarak tanımlanıyor. Yalnız bu iş eleman bilgisayarının başından ayrıldığında yapılmalı. Elemanımız bilgisayarı başına geldiğinde kendi çalıştığı EXCEL programın kapattığında veya bilgisayarını ilk defa açtığında, üzerinde masaüstü programları butonları olsa da genel olarak çalışmakta olduğu EXCEL sayfasını görünce önce şaşırıyor. Sonra bu programın kapatmak üzere sağ üst köşede bulunan X işaretine basmaya çalışıyor. Her ne kadar fare (Mouse) ile tıklamaya çalışsa da, resmin kanunu gereği tıklayamadığından panik oluyor ve kontrolunu kaybedip, bilgisayarın kilitlendiğini veya bozulduğunu zannediyor.

Bu işlem eskiden daha zor yapılabiliyordu ancak şimdi çok kolay. Çok eskilerde klavyede bulunan PrtScr tuşuna basıldığında, tabi bilgisayarlar o zamanlar grafik nedir bilmediğinden ekrandaki rakam, harf ve çizgileri yazıcıya aktarırlardı. Şimdilerde ise PrtScr tuşuna bastığınızda ekranda ne şekil varsa CLIPBOARD denilen hafızaya atıyor. Siz de PAINT gibi bir program açarsanız ve YAPIŞTIR komutunu kullanırsanız hafızaya atmış olduğunuz resim aynen çizim alanı içerisinde beliriyor. Daha sonraki adım FARKLI KAYDET ile bu resmi jpg veya bmp formatında kaydetmek. Bundan sonra iş ise değil üç nalla 1 ata kalmak, tek nalın çivisine bile kalmıyor, tek yapılacak: Masaüstüne gidip sağ klik yaparak duvar kağıdı ya da WALLPAPER denilen resmi kaydetmiş olduğunuz resim olarak ayarlamak.

İşte ben de aynen böyle yaptım. İzinde olduğu esnada gelen postaları kontrol etmek için açtığım bilgisayarının masaüstünde en yüksek çözünürlükte ve en küçük halde ayarlanmış ve yaklaşık yüzün üzerinde ikonun arasında OUTLOOK’a ait olanını bulana kadar iyice bir zorlandım. İşim bittiğinde ekranın bu hali bana nedense eski EXCEL numarasını hatırlattı. Hemen bir PrtScr ardından PAINT açılıp dosya haline getirme ve ekran arka plan duvar kâğıdını o şekilde ayarlamak yarım dakika kadarımı aldı. Bilgisayar ilk açılışından hiç de farklı gözükmüyordu. Tek farkı ikonlar kalksa bile yerli yerinde resminin kalacağı bir başka yere taşındığında da aynı ikondan 2 adet bulunacağı idi.

Ben bu işlemi gerçekleştirdikten sonraki hafta arkadaşım işbaşı yaptı. Beraberce geçirdiğimiz 1 haftadan sonra ben bu hafta dönmek üzere 2 hafta yıllık iznimi kullandım. Ve bu arada da her şeyi unuttum. Bu hafta içerisinde kendisini odasında ziyaret ettiğimde ekranda ikonların yerlerinin değişmiş olduğunu ve buna rağmen benim eski resmin yerinde olmadığını gördüm. Sanki hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi

Yahu bu kalabalıkta nasıl buluyorsun aradıklarını?

diye sordum. O da izinden döndükten sonra bulmakta zorlandığını ancak ikonları isme göre sıraladığını söyledi. Bunun üzerine ben

Peki bunu yapınca aradığını bulabildin mi?

diye sorunca bana

Ya inanılmaz bir olay oldu. Ben ikonları yeniden sıraladım ama böyle yapınca bazıları ikişer tane oldu. Ama bu iki taneden sol taraftaki bir tanesi tıklanabiliyor, sağ taraftaki ise tıklanamıyordu

diye başladı. Ben,

Tamam, olay istediğim gibi gerçekleşmiş

diye düşünürken o devam etti. “Bilgisayar kafayı yedi zannettim, Bilgiişlemci arkadaşı çağırdım. O da geldi ama anlam veremedi. ‘benim biraz işim var, onları halledeyim ondan sonra gelirim’ diyerek gitti

dedi. Bilgiişlemci arkadaşımız daha sonra gelmiş. Önce dosyaları kategorize etmek için masaüstüne yeni dizinler açıp EXCEL dosyalarını birine, WORD dosyalarını diğerine sürükleyip masaüstünden ayırmış ama ne çare ikonlar aynen yerlerinde duruyor.

Yahu ben bunları buradan kaldırıp diğer tarafa taşıdım ama hala burada duruyorlar

diye hayretlerini belirtmiş. Yaklaşık bir yarım saat uğraştıktan sonra sorunun masaüstünü kaplayan duvar kâğıdında olduğunu anlayıp onu yenisiyle değiştirmiş ve arkadaşıma dönüp “Sen masaüstünü duvar kâğıdı haline getirmişsin.

Deyince arkadaşım ona

Peki bunu nasıl yapmış olabilirim? Söyle de bir daha yapmayayım” diyerek hem hayretlerini belirtmiş hem de şaşkınlığı, daha doğrusu kendi yaptığını sandığı marifeti nasıl yapabilmiş olduğunun merakına düşmüş.

Ben, o bunları anlatırken karnımı tutarak gülmekteydim. Kendime gelip de zorlukla

Bunu ben yapmıştım” dediğimde önce inanmadı sonra zaten durumun komikliğinin farkına varmış olduğundan bir de bunu benim yaptığımı öğrenince o da kahkahalarını tutamayıp makaraları koyuverdi.

Buna benzer bir olayı bundan belki de on sene evvel sekreterimize de yapmıştım. Ancak bu kez onun bilgisayarını boş bıraktığı bir beş dakikalık dilimde (veya bir öğle yemeği saatinde), işten daha yeni ayrılmış bir arkadaşımızın taratmış olduğu vesikalık resmi duvar kâğıdı yapmıştım. Peşinden de açık olan WORD dosyasını ekrana yerleştirdim. Sekreterimiz masasına oturup WORD dosyası ile işini bitirdikten sonra programı kaptığında ekrana çıkan Duvar kağıdını görünce hayretle ve telaşla bana şöyle seslenmişti: “Mehmet bey, bilgisayarımdan Adem Bey çıktı”. Ben onun şokuna mı güleyim yoksa bilgisayarda beliren resim için yaptığı yoruma mı güleyim bilememiştim.

Yukarıdaki işlemleri sizler de arkadaşlarına yaparsanız, alacağınız tepkileri benimle paylaşmanızı rica edeceğim.

Bir sonraki yazı 252 – Çeki 

Aynı kategorideki bir sonraki yazı 314 – Bana Amca dediler

250

252

Yorum bırakın