024 – Cuma inatçılıkları


Yazarımız Mehmet Ufuk Uluğ senelik izninin bir kısmını kullanmakta olduğundan bu haftaki yazısını yayınlayamıyoruz.. köşesinin boş kalmasına gönlüm elvermediği için küçük bir inatçılık anısını ablası olarak şahsen ben yazıyorum..

cuma inatçılıkları 24
Rahmetli babam hepimizin sağlıklı besinlerle beslenmesine çok önem verir, bunun için elinden geleni yapardı.. Bu alışkanlıklar neticesinde üçümüz de hala 3 öğün kalıp kalıp beyaz peynir yeriz.

Özellikle Mehmet ve ben ilkokul sıralarında her sabah çiğ yumurta içerdik, her hafta sonu da gözümüz parlak olsun diye gözümüze limon sıkılırdı..Geniş ailemizin başka fertlerinde bu konunun daha da abartıldığı anlatılır, örneğin Nihat amcam çocuklarına içinde çivi beklemiş su içirirmiş demir almaları için ki bu da başka bir yazı konusu isterse asıl yazarınız başka bir zaman anlatır.

Gelelim Mehmet’in inatçılığına, ailecek yenen bir yemek sırasında ki sanırım o sıralar Mehmet lise çağlarındaydı, içinde soğan bulunduğu için salata yemeyi reddetti, soğanın faydalı bir yiyecek olduğunu düşünen babam Mehmet’e yemesi için ısrar etti, Mehmet reddetti ve bu ısrar ve inat uzun süre devam etti, sonunda iş Mehmet’in bütün haklarının elinden alınmasına, sadece okula gidebilmesi için kendisine mavi kart (şimdinin akbili) verilmesine kadar geldi dayandı, ve fakat Mehmet sonuna kadar inat edip soğanı yememek uğruna bütün haklarından vazgeçti.

Şu anda en az kendisi kadar inatçı iki minik kızıyla Artur’da olan (İstanbul’un bütün pervaneli avizelerini satın alıp bitirerek Artur’a gitmiş olduğu için kendisine buradan tekrar teessüf ederim, isterse bunu da bir yazı konusu yapabilir), Mehmet bu soğan meselesini hatırlar mı bilmem, fakat kendisinin daha çok inatçılık hikayeleri vardır, yazmakla bitmez, bir başka cuma yazısına örnek olarak da İzmir’de elif yengenin de şahit olduğu muratla ikisinin mantar inatçılığını da yazmasını kendisine önerebilirim.

Herkese iyi hafta sonları dilerim….
Mehveş

23

25