470 – Lingo Türkiye – 4


 26 Ocak 2024

Kemal Bey geliyor

İşte bu olayın ciddiyetini iyice somutlaştıran anons oldu. Yarışmaya gelmeden önce yarışmayı sunan Kemal Uçar hakkında biraz araştırma yapmıştım.

Yarışmanın yüzü, sempatik sunucu Kemal Uçar, Adanalı bir oyuncu ve ben üniversiteyi bitirip hayata atıldığımda o da hayata merhaba demiş olan koyu bir DemirSpor hayranı. Yarışmayı seyrederken sempatik hareketleri ve sıcak diyalogları ile ilk intiba olarak beğenimi kazanan Kemal Uçar’a oyunculuğa ilk başladığı ASTAnkara Sanat Tiyatrosunun ilk oyuncularından rahmetli dayım Ayberk Çölok’tan bahsedince, tanıdığını söyleyerek beni kendisine bir kere daha hayran bıraktı. Seyredenleriniz varsa, Hükümet Kadın filminde, Xate’nin kızı Kule’yi istemeye gelen Komutan Celal rolünde izlemiştik Uçar’ı. Pek çok tiyatro – sinema oyunu ve televizyon dizisinde oynamış olsa da hiçbiri benim seyrettiğim olmadığından kendisini sadece Komutan Celal olarak tanıyabiliyorum.

Lingo_PanoÇekime başlamadan hem ortamı ısıtmak hem de bizleri biraz tanıyıp, yarışma esnasında kullanabileceği ipuçlarını almak üzere bizlerle sohbete başladı. Ve sahneye daha ilk adımını atar atmaz, beni ve Fuad’ı diğer yarışmacılara karşı hedef gösterip favori ilan ederek omuzlarımıza sorumluluğu yükleyiverdi. Tanışma faslında bizlere “abi” olarak hitap etmesinde bir sakınca olmadığını öğrendikten sonra da, bir aile yarışması formatı sebebiyle, diğer yarışmacılara da sadece ön adları ile seslenmeye başladı. Her ne kadar Kemal Bey bizi favori gösterse de, Ankara’dan kalkıp gelmiş olan Avukat Somuncu çifti bizi yenmeyi kafalarına koymuşlardı. Ancak üçüncü masada yarışacak olan üniversiteli kızlarımızın avukat çifte benzemeyen ürkek hali adeta yarışmayı daha orada kaybettik der gibiydi. Ama yumuşak atın çiftesi pek olabilir miydi? Üniversitelilere karşı bir başka üstünlüğümüz ise yarışmacı Sude’nin, Fuad’ın öğretim üyesi olduğu Kocaeli Üniversitesinde öğrenci oluşuydu. Türk Milli futbol takımının bize 2008 Avrupa futbol kupasında öğretip ardından dilimize pelesenk olan “Biz bitti demeden bitmez” sloganı, her an her şeyin olabileceğini gösterdiği için işi her zaman sıkı tutmakta fayda vardı.

Yarışmanın formatı gereği, bize yaş durumundan dolayı ABİ olarak hitap etmek istediğini söyleyen Kemal Bey’e olumlu cevap verdikten sonra tüm yarışma boyunca bizlere ABİ, diğer yarışmacılara ise sadece ön adlarıyla hitap etti. İşbu sebeple aşağıda ben de kendilerinden BEY ya da HANIM olarak bahsetmeyip sadece isimleriyle anacağım.

Kemal Bey ile konuşma sadece beni değil, diğer yarışmacıları da iyice rahatlatmıştı. Ama bizden sonra da başka bölümlerin çekileceğinin farkında olan yönetmenin uyarısıyla “çekime başlıyoruz, sessizlik” anonsu sonrası sunucumuz bir merhaba ve programın formatını anlatır girişinden sonra birinci masa yarışmacıları ile yarışmaya start verdi. Yarışmanın ilk bölümü dörder harfli LİNGO kelimelerin sorulduğu ve bilirseniz hanenize 500’er puan eklediğiniz bilemezseniz de rakiplere bir şey kaybetmediğiniz, yarışmaya ısınma turu. İlk masada yarışan avukat çift, 3 sorudan ikisini bilip, ardından gelen bonus soruyu da 900 puan ile aşıp ilk bölümü 1900 ile tamamladılar.

Ardından sıra bize gelince, tanışma esnasında söylediklerini tekrarlayıp bir de “Dosta güven, düşmana korku” sözleriyle bizi favori gördüğünü bu kez dünya aleme ilan etmiş oldu (https://www.facebook.com/turkiyelingoresmi/videos/357181063834456). İlginçtir, herhalde yarışmaya başlamanın heyecanından ve dört harfli kelimelerin harf eksiltme bakımından daha az seçenekli oluşundan daha ilk sorumuzda çuvalladık. KEDİ cevabını verdiğimizde D harfinin değişmesi gerekenini 10 saniye içerisinde bulamayınca rakiplerimiz mutlu olmuşlardır. Yarışma TRT ekranlarında yayınlandıktan sonra bir arkadaşımdan gelen mesaj kamera karşısındaki heyecanın insanı nasıl da afallattığını çok güzel gösteriyordu:

Fisunla seyrettik KEÇİ bilir dedim.
KEÇİiii derdi Mehmet Bey.
Tebrikler çok başarılı yarışma
İlk kez seyrettim. Kamera önü zordur mutlaka

Bu bilememeye yarışmanın formatı gereği, nazar değmesin diye sunucunun masamıza sembolik olarak yerleştirdiği nazar boncuğuna sayıp, ikinci kelimedeki ONAY kelimesini, güzel denemelerle neredeyse bulunmaması için hiç açık kapı bırakmadan bildiysek de üçüncü soru olan MAZI’yı sadece MA çıkmışken bilerek, sağ ve solumuzda bulunan masalara, Kemal Bey’in yanılmadığı konusunda ilk işaretleri verdik. Ardından gelen bonus kelime olan RASATHANE’yi bilmek için de fazla harf açtırmayınca, ilk rakiplerimizden 50 puan fazlasıyla ilk bölümü tamamladık.

Heyecanları sesleri ve duruşlarına fazlaca yansımış olan Sude ve Öykü ise ne yazık ki kendilerine sorulan üç kelime olan ELLİ, FONT ve GAGA’nın hiçbirini bilemeyerek daha ilk turda adeta havlu atmış gibiydiler.

En düşük puanlı olarak başladıkları ikinci etapta ise ilk kelimeleri olan TAVIR’ı bulamadıkları gibi birinci masaya kaptırdılar. Burada ben biraz aceleci olmayınca bulmuş olduğum sonuç ne yazık ki bize değil de ilk masaya nasip oldu. Ardından ikinci kelimelerini bilseler de üçüncü kelimede ŞÖYLE cevabına ben ucundan bile yaklaşamazken, ortağım Fuad isabetli bir sezişle cevapladı ve ilk soruda birinci masaya vermiş olduğumuz liderliği çok vakit geçirmeden tekrar elde ettik. Ancak kızlar bonus kelimelerini de yanlış cevaplayıp bunda ben gene butona basmakta geç davranınca elimden kaçan ikinci soru olarak puanlar direkt rakiplerimize gitti. Hızlı davrandıkları için üçüncü masadan 2 sorudan puanları hanelerine yazdıran avukat çift, ilk kelimelerinin ilk denemesinde TDK sözlükte olmayan bir kelime kullanınca bu soru hiçbir ipucu barındırmadığı için kimseye yar olmadı. İkinci kelimelerinde ise ÇA-R- şeklinde 3 harfi çıkmış ÇAĞRI kelimesinde süreleri bitince, bunun cevabını vermek benim için zor olmadı. Aynı şekilde üçüncü kelimelerinde, gene TDK’da olmayan tahminleri sebebi bize bıraktıkları soruyu bilip DELİL gibi avukatlık hayatlarında çokça kullandıkları kelimeyi bilemeyerek bizi avantajlı konuma geçirdiler.

İkinci etabın bizim sorularımızda cevabı UNSUR olan soruda süremiz bitince bizim cevaplayamasak da, diğer masalar da cevaplamayınca en azından dezavantaj yaratmamış olduk. CEZVE ve VECİZ gibi içlerinde geçen ve TDK sözlükte bulunan kelimelerde en az kullanılabilecek harf çifti olan C-V-Z üçlüsündeki cevapları hiç sorunsuz atlatıp ikinci etabı 6810’a karşı 4660 ile bir hayli açarak tamamladık. Bu arada sadece 1750 puan toplayabilen Sude ve Öykü ise hangarda geçirecekleri zamanı tamamlayarak evlerinin yolunu tuttular.

Üçüncü etapta dört harfli kelimeler için ben, Yüksel ile yarışmaya başladım ve ona sorulan ilk soruyu AĞRI olarak tahmin etsem de bana sorulan BARK cevabını her ikimiz de veremedik. Ardından Yüksel ve ben kendi sorularımızı cevaplayıp bonus soruyu bilemeyince farkı biraz daha açıp 7610 – 5060 ile Fuad’ın Bahar ile olan etabına etabına geçildi.

Bu ikili de ilk sorularını bildikten sonra ikinci sorularını bilemediler ama Fuad, BAR-T çıkan kelimeyi, doğal olarak TDK Sözlükte bulunmayan ancak can havliyle son anda verilmiş bir cevap olarak BARAT diye cevaplayınca fırsatı değerlendiren Bahar doğru cevap olan BARET’i bildi. Ne var ki, atı alanın Üsküdar’ı geçtiği bir durum yaşanıyordu ve bonus sorunun finale kalacak masanın durumunu değiştiremeyeceği matematiksel olarak belliydi. Her ne kadar iddiaları kalmamış ve kazanacakları puan boşa gidecekse de, Bahar, bonus kelime olan İSTİRAHATGAH cevabını vererek puanlarını 7060’a çıkarttı ama 8010 olan bizim puanımızı geçemedikleri için finale kalan biz olduk. Yarışmayı seyrettiğim bir başka bölümde, gene aynı durumda, son soruda iddiaları kalmamış bir çift, cevabı bildikleri halde yirmi birinci yüzyılda bir şövalyelik göstererek soruyu cevaplamamış ve hem rakiplerini daha yüksek bir puanla Finale yollamışlar hem de Kemal Bey’in olduğu kadar, benim gibi seyredenlerin de gönüllerinde taht kurmuşlardı. Bahar da böyle bir jest yapsa mıydı acaba diye düşünmüyor da değilim.

Haftaya büyük finalde Süper Lingo kelimeye doğru yolculuk

Sonraki Yazı 471 – Lingo Türkiye Fuad’ın gözünden

471

Önceki Yazı 469 – Lingo Türkiye – 3

469

Yorum bırakın