467 – Lingo Türkiye – Giriş


 24 Ocak 2024

467 – Lingo Türkiye – Giriş

Geçen sene Nisan ayında yazmış olduğum bir Cuma yazısında bahsetmiştim dünyaca oynanan WORDLE oyunundan (https://cumayazilari.wordpress.com/ahkam/442-bulmaca/). Çocukken renkli boncuklarla oynadığımız MASTERMIND adlı oyuna da çok benziyor, ama farkı burada renkli boncuk yerine harf kullanılması ve oluşturduğunuz kelimenin sözlükte yer alması gerekliliği. Bu oyunu cazip kılan da, öncelikle başlatan New York Times gazetesinin her güne bir kelime ile başlattığı ve dünyanın neresinde olursa olsun oynayabildiğiniz ve aranızda rekabet yaratabileceğiniz durumu. Dünyada bu böyle rağbet görünce, durumdan vazife çıkaran televizyon programı yapımcıları, üzerine kendilerinden de ekleyerek bunu bir yarışma programı formatına sokmuşlar ve Türkiye televizyonlarının en devlet kanalında bunu yayınlamaya başlamışlar. İlk seyrettiğimde zaten günlük olarak çözmekte olduğum bulmacalara benzediği için yarışmanın bana hitap ettiğini hemen fark ettim. Sunucu Kemal Uçar da sempatik hareketleri ve sıcak tarzıyla programa bir aile programı havası takıyordu.

Hoşuma giden bu hoşlukların yanında bir de senelerdir katılmaya çalıştığım ancak birLingoTürkiye türlü  muvaffak olamadığım TV yarışmalarını düşünerek, yarışmaya katılmaya karar verdim. Ne var ki yarışma, iki kişilik takım olarak katılındığı için bir ortak bulmam gerekti. Kafamda iki seçenek belirdi. Bir tanesi çekirdek ailemden, evde bazen bulmacaları beraber çözdüğüm kızım Burçak ve ikincisi bu bulmacaları uzunca süredir karşılıklı beraber çözmekte olduğum, kırk yılı aşkın kadim dostum Fuad. Hemen aşağıdaki mesajı yazıp her iki seçeneğime de, kendilerinden olumlu ya da olumsuz cevap gelmeden yolladım:

TRT’de LİNGO diye bir program var
WORDLE gibi bir şey
2 kişi birlikte yarışıyor
Oraya başvurmak istiyorum
Seni de ikinci olarak yazsam mı?

Mesajı Fuad’a attıktan sonra altına da şu satırları ekledim:

Ya seni ya Burçak’ı yazacağım
Ama sen daha çok yakışırsın, dumanını attırırız programın

Mesajıma  cevap olarak Burçak’tan gelen mesaj, beni zaten ikinci tercihim olan Fuad’a yönlendirdi:

Beni değil de Fuat amcayla katılsanıza

Bunun üzerine, kendisinin ortağım olarak seçildiğini, Fuad’a şu mesajla bildirdim:

Elimdeki tek seçenek sen kaldın.

Artık iş üç nalla bir ata kalmıştı. Önce internette bir iki bakınıp programa başvuru nasıl yapılıyor diye gezinip başvuru adresini buldum: https://www.lingoturkiye.com.tr/kayit_formu.html

Kayıt için sordukları soruları, biraz da ilginç olacak şekilde süsleyip cevapladıktan sonra, her ikimizin telefonlarında kayıtlı resimlerimizi de ekleyip ikili olarak yarışmaya başvurdum. Malum, kullanma kılavuzları ancak bir alet çalışmadıktan sonra okunur ya, ben de başvuru koşullarını formu yolladıktan sonra okudum. Ve sayılarla olan haşır neşirliğim sayesinde aşağıdaki şartı gördüm:

Başvuru formuna eklenecek fotoğraflar maksimum 8 MP, 3264 x 2448 piksel özelliklerinde ve boyutunda yüklenmelidir. Belirtilen bu özellikler haricinde yüklenen çözünürlüğü düşük fotoğraflar dikkate alınmayacaktır.

Hemen bizim gönderdiğimiz resimlere bir baktım ki, değil 8 mega piksel, bizimkiler 1 kilo piksel bile değiller. Başvurumuzun kabul edilmeyeceği belli olmuştu ve bizim acilen yüksek rezolüsyonlu resimler çektirmemiz gerekiyordu. Bunun için de yaklaşık iki hafta geçirdikten sonra, işini sağlam kazığa bağlamasını seven kişi olarak, ilk başvurum esnasında kaydetmiş olduğum bilgilerle uygun boyut ve çözünürlükteki resimleri yükleyip artık bize gelecek kabul mesajını beklemeye başladım.

Beklediğim mesaj 8 Ocak’ta geldi:

Merhaba,
Trt1 Lingo Türkiye yarışma programından ulaşıyorum.
Sizi 13 Ocak Cumartesi çekimi için davet edeceğim.
WhatsApp’tan kendinizi ve beraber yarışacağınız yarışmacının kısa tanıtım videosunu bu akşam gönderebilirseniz sevinirim.
İyi günler dilerim.

Yani mesajı bana pazartesi atıyorlar ve cumartesi için de çekim olacağını bildiriyorlardı. Mesajı alınca hiç bekletmeden ortağıma ilettim altına da not düştüm.

         Bu durumda, cumartesi gene İstanbul yolları gözüküyor zaar.

Mesajı öğleden sonra 14.28 gibi aldıktan sonra saatler nedense geçmek bilmedi. Eve vardığımda, hemen aile meclisini toplayıp bana çekeceğim video için kendimi tanıtır, vurucu bir mesaj yazmalarını istedim. Çiçeği burnunda gelin kızım Başak, Sanal Gerçekliğin de yardımıyla bana bir metin yazdı. Ufak tefek dokunuşlarla son halini verip ezberlemek üzere çalıştım ama kendimi anlattığım ve içinde bilmediğim hiçbir şey olmamasına rağmen bir türlü videoyu çekecek kıvama gelemiyordum. Ah neydi bu kamera karşısında dilimin tutulması, lafların karıştırılması. Ama neyse ki yaklaşık yarım saatlik bir seansın sonunda, baştan sona takılmadığım ve kanala gönderebileceğim bir videoyu çekebilmiştim nihayet. Bu videoyu da, örnek olsun diye hemen ortağımla paylaştım. Yaklaşık bir buçuk saat sonra da, kendisinden gelen video ile beraber benimkini mesajın geldiği LİNGO WhatsApp adresine gönderdim.

Üzerimden büyük bir yük kalkmıştı.

Haftaya yarışma öncesi hazırlıklar 

Sonraki Yazı 468 – Lingo Türkiye – 2

468

Önceki Yazı 466 – Had

466

Yorum bırakın