462 – Futbolda şiddet


 15 Aralık 2023

Küfre ve şiddetin her türlüsüne her zaman karşıyım. Hele ki bu, centilmenliğin bir gösterisi olan spor sahalarında yaşanıyorsa daha da tepkiliyim. Seneler önce Galatasaray’ın meşhur 5 – 0’lık Neuchatel maçında tribünde yanımdakinin sahaya Zeki-Çevik_Ahlaklıbozuk para atmasını engellediğim vaki iken, tek kabahatimin tribünün aynı bloğunda giriş yapmış olduğum kişilerin küfürlü tezahüratları sebebiyle, aynı kurunun yanında yaşın da yanması gibi, 3 kere maç izlememe cezası aldım. Ata’mın dediği gibi “Ben, sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” sözü nedense hiç yaşatılamıyor, belki de herkesin ağzında ama gereğini yerine getirmek, özellikle paydaşlar tarafından pek tercih edilmiyor.

Sene 1981, 12 Eylül darbesinin hemen sonrası. Yetkileri elinde olan Paşam ne istese oluyor. Olsun dediği oluyor, ölsün dediği ölüyor, asılsın dediği – yaşı büyütülüp asılıyor. Kimsenin karşı koymaya cesareti yok. Her ne kadar köklü kulüpler olsa da Ankaragücü ve Gençlerbirliği, şimdiki adı Süper Lig olan 1. Ligde değiller, yani Ankara’nın 1. ligde bir temsilcisi yok. Bu esnada hazretin nereden aklına estiyse, Ankara’da yaşadığı için, “Bu böyle olmaz, tiz emredeyim gereği yapılsın” diyerek bir Ankara takımının Lige çıkmasının sağlanmasını RİCA ediyor. Arkasında zaten MKE gibi bir devlet kurumunun gücü olan Ankaragücü, üzerine bir de “Beşi Bir Yerde”nin tepesindekinin de desteğini alınca yürü ya kulum misali bir durum oluşuyor.

Çokça destek, biraz şans, biraz da gayretle Ankaragücü kupayı alıyor. İlgili günün gazetelerinden bir haber:

Maç bitiminde kupayı Ankaragücü kaptanı Adil’e veren Kenan Evren’in, “Siz görevinizi yaptınız, Ankaragücü’nden 1. ligde de başarılar bekliyorum” sözleri dönemin TFF ankaragucu_34_yil_once_bugun_o_kupayi_aldi_6299Başkanı Yılmaz Tokatlı tarafından “emir” olarak kabul edildi ve sezon sonundaki Devlet Başkanlığı Kupası’nı da Trabzonspor önünde 1-0 ile kazanan Ankaragücü, 2. ligdeki konumuna bakılmadan 1. lige yükseltildi.

O günlerde, Kenan Evren’in en çok sevdiği şey ise Ankaragücü taraftarının attığı, “Mustafa Kemal Evren Paşa, Çok Yaşa…” sloganıymış, adamın kendini eş gördüğüne de bakın. Yine kupa sonrası Kenan Evren’in, “Ankaragücü Şeref Üyesi” olarak kayıt edilmesi, tarihteki bir not olarak dikkatleri çekiyor.

Ankaragücü’nün lige çıkması için de, bir hukuk devleti olduğumuzdan yasalara uygun hale getirmek üzere, bir yasa çıkartılmıştı. Takım sayısı normalden bir fazla olunca, her hafta oynanan maçlarda bir takım BAY olarak kabul edilip maç yapmadan geçiriyordu. İki sene böyle gittikten sonra, bu böyle olmaz, 3 yerine 4  takım, yani bir takım fazladan düşürelim de işler düzelsin derken, gene bir şark devleti olmamızın gereği unutulmuş olan yasa hala yürürlükte olduğu için, bu kez Bursaspor kupayı kazandığı için gene yasalar gereği ikinci lige düşmüşken tekrar birinci lige çıkıyor ve düzen gene bozuk olarak yürütülmeye devam ediyordu. Hani meşhur söz vardır, düzen değişse de düzülen değişmediği için burnumuz bir şeylerden çıkamıyor.

Günümüze gelmeden önce geçen seneye bir dönersek, geçtiğimiz sezon oynanan Ankaragücü – Beşiktaş maçı sonrasında sahaya girerek Salih Uçan’a tekme atmaya kalkan sarı-lacivertli bir JosephDeSouzataraftara, tekme atmasını engellemek üzere ensesinden tutup savurduğu için eski Beşiktaşlı Josef De Souza Dias, talimatlar gereği kırmızı kart görüyor. Ama aynı talimatlar akredite olmayan kişilerin, değil oyun sahasına, tribünlerden aşağıya inmesini ve soyunma odasına girmesini de yasaklıyor ama gözü dönmüş taraftar, sadece rakip takım oyuncusu olduğu için sinirlenip oralara kadar gidip onları darp etmeye gidecek eylemi yapabilme cesaretini kendinde buluyor. Ceza alan bu taraftar, mantık olarak maçlara girmesi engellenmesi beklenirken, başkası adına düzenlenmiş giriş kartıyla bir sonraki maçı gene tribünden izleyebiliyor.

Bu seneye, hatta hafta başına gelirsek, bu kez taraftar değil ama kulübün başkanı, son dakikada yedikleri golle galibiyeti kaçırdıklarına sinirlenip sahaya inmesi yetmiyormuş gibi, üstelik de naklen yayın devam etmekte iken hakemi sıkı 2 yumrukla yere seriyor ve yanında taşıdığı yardakçıları da, yere düşen hakemi tekmeleriyle iyice bir benzetip elmacık kemiğini kırıyorlar. Savunmasında esas niyetinin medeni bir şekilde “Hakeme sözlü tepki gösterip, yüzüne tükürmek” olduğunu söylese de, artık mızrağın çuvala sığmadığı ve naklen yayın sırasında olayın tüm çıplaklığı ile görüntülendiği için dışlanmaya başladığını ilk olarak mensubu olduğu ve daha önce de milletvekilliğini yaptığı AKP’den ihraç edilmesi ile görüyoruz. Ama ifadesinde şöyle diyor: “TOKAT ATTIM, KIRIĞA SEBEP OLMAZ“. Ayrıca işin ilginci, basına yansıyan karelerde adeta mağduru oynadığı için, olay sonrası hastaneye kaldırılıp kontrol altında tutulması, yüzüne yumruk yiyen ve yere düştükten sonra kafası tekmelenen hakem Halil Umut Meler hastaneye yürüyerek giderken, kendisinin tekerlekli sandalyeden kalkmayışı bir algı operasyonunun yürütülmekte olduğu izlenim yaratıyor bende.

Beşiktaşlı Josef De Souza Dias, geçen seneki olayın ardından yaptığı paylaşımda  ‘Güvende hissetmiyorum‘ sözleriyle gözyaşlarına hâkim olamamış ve ‘Daha ciddi bir şekilde hakeme saldırdıkları gün beni hatırlayacaksınız‘ diyerek bu olayın, üstelik de aynı statta olacağının çok da zor olmayan öngörüsünde bulunmuştu. Sambacı, “Bir oyuncuyu öldürdükleri veya en sevdiği şeyi yapmasını engelleyerek sakat bıraktıkları gün, ya da aynı şekilde daha ciddi bir şekilde bir hakeme saldırdıkları gün beni hatırlayacaksınız. Karardan son derece hayal kırıklığına uğramış durumdayım. Brezilya’da bırakın bir maç uzaklaştırma kararı vermeyi, böyle bir şey için ödül verirlerdi” demişti.

Konu ile ilgili olarak da, dünyada olanları mizahi bir dille bize aktaran ZAYTUNG isimli sosyal medya grubunun paylaşımı beni gene çok güldürdüyse de “Biz neden buna layığız?” sorusunu da düşündürtmedi değil:

Hakeme Yumruklu Saldırı Sonrası UEFA’dan Türkiye Açıklaması:

”Diğer konularda dört dörtlük bir ülke, futbolda niye böyle oldu anlamadık…

Sonraki Yazı 463 – Hükmen

463

Önceki Yazı 461 – Şarkı Sözleri

461

Yorum bırakın