29 Eylül 2023
Geçen hafta “Bazen bir şeye bakıp “ben bunu yaparım” veya “ben bunu denerim” dediğimiz” şeyler olur diye başlamıştım yazıma. Bu kez, “Ben, bunu yapamam” diye başladığım şeylerin de olacağını söylemeliyim.
Bu konuya nereden girdin derseniz, cumartesi akşamı gördüğüm bir forma arkası yazısı ile aklıma geldi. Çoğunuza malum, uzunca bir süredir, her ne kadar pandemi sebebiyle ara vermiş olsam da, tuttuğum takımın senelik kombinesini almaktayım. Son 2 senedir de kardeşim ve yeğenim ile neredeyse yan yana sayılabilecek koltuklara sahip olduğumuzdan, maçlar esnasında oturuş düzenimizi yan yana olarak gerçekleştiriyoruz. Birader ve yeğenim gelmediği zamanlar ise kendi gerçek yerimde oturuyorum. Geçen senenin son maçında şampiyon olarak çıktığımız ezeli rakibimizi de 3-0 yenerek şampiyonluğu pekiştirdiğimiz maçta önümde oturan adamın giydiği forma biraz nostalji kokuyordu. Çünkü sırtında efsanevi kaptan Bülent Korkmaz’ın ismi vardı. Yani neresinden baksanız 18-19 yaşında bir forma. Bütün maç boyunca önümde oturduğu için durup – durup gözümün takıldığı bu formanın gerçek sahibi Bülent Korkmaz’a durumu anlattığımda, içimden “Keşke fotoğrafını da çekmiş olsaydım da, böyle lafta kalmasaydı” diye düşünmüştüm. Ve o konuşmamızdan sonra, aynı adamın, aynı formayla tekrar tribüne gelmesini gözler oldum ama nafile, birkaç maçtır gözlerim onu arıyorsa da ya formayı giymiyor, ya da aynı adam belki de maçlara gelmiyor. Ama gelirse biliyorum ki fotoğrafını mutlaka çekeceğim.
İşte böyle her zamanki gibi aportta olduğum bir maç gününde, tesadüfen önüme gelen adamın formasındaki yazıyı hiç düşünmeden telefonumun hafızasına kaydettim.
Geçen seneki şampiyonluğun baş aktörlerinden olan ve bu sene de, maşallah nazar değmesin, gayet iyi başlayan golcümüz Mauro Icardi’nin formaları epey iyi satıyor. Maça gelen neredeyse formalı her üç kişiden birinin sırtında Icardi yazan forma var. İnsanın sevdiği futbolcusunu göstermek için alacağı formanın arkasına onun ismini yazdırmasından ya da zaten basılı olan formayı almasında hiçbir sorun yok ama bu isme bazı ekler katarak yazdırmak için de biraz cesaretli olmak gerekiyor diye düşünüyorum.
Bugünkü yazıma ilham veren görüntüdeki formada da Icardi vardı ama tepesinde bir de belirtisiz isim tamlaması ile beraber: Aşk Adamı Icardi.
Icardi’nin bir maçını anlatan bir Azeri spiker onu şöyle tarif ediyor
Zalımın oğli, ırz düşmani, saplamanın mucidi
Galatasaray tribünleri, özellikle sevdikleri golcüleri için, gol attıktan sonra şarkılar söylemeyi gelenek hale getirdi. Fransız siyahi oyuncu Batetimbi Gomis için gol attığında hoparlörlerden Aleyna Tilki’nin “O sen olsan bari” şarkısı çalıyordu. Mauro Icardi gol attığında ise, hoparlöre gerek duymadan, tüm tribün – ki buna yeğenim de dahil – hep bir ağızdan Simge Sağın’ın “Aşkın olayım” şarkısını söylüyorlar. Hem de ne söylemek, ben ve biraderim, nasıl bu kadar uyumlu söylenebileceğine anlam veremiyoruz. Geçen seneki şampiyonluk kutlamalarına da Batetimbi, Aleyna Tilki ile; Mauro da Simge Sağın ile beraber çıkmışlardı.
Bu arada, Icardi’nin özel hayatına da şöyle bir bakmak lazım. Kendisi 2 kere İtalya Ligi 
Serie-A’da, 1 kere de Fransa Ligi Ligue-1’de gol kralı olmuş, bir zamanların Arjantin Milli takımının golcüsü bir yetenek. Allah vergisi olan yeteneğine çalışmasını da katarak golcü bir kimliğe sahip. Derken günün birinde, milli takımdan da arkadaşı olan Maxi López’in 5 yıllık eşi ve ona 3 çocuk vermiş olan Wanda Nara’ya abayı yakıyor. Muhtemelen de onu ayartıp, daha sonra da evlenmek üzere boşanmalarına yol açıyor. Daha sonra evlendiği Wanda Nara’dan 2 kız çocuğu yapıyor ve sonrası bir dargın bir barışık. Her ne kadar 2 sene evvel boşanmış olsalar da, şimdilerde López’in çocukları da dahil 5 çocukla birlikte yaşıyorlar ve Wanda Nara’nın hastalığı sebebiyle ilişkileri biraz daha iyiye gidiyor ve daha sevmelere başlıyorlar birbirlerini.
Milli takım kariyeri de istatistiklerine bakarsanız gayet tatminkâr. 13 kez oynayabildiği Arjantin Milli takımında 4 gol kazandırmış. Ama muhtemeldir ki şanssızlığı, Wanda Nara’nın eski eşi Maxi López, Messi ile daha yakın arkadaş. İşbu sebeple Icardi’nin, her ne kadar formda olsa da, Milli Takıma seçilme şansı elinden alınıyor. Bu arada 3 çocuğu olan Messi’nin bu kararı aldırmasındaki sebep, formada yazıldığı gibiyse, Aşk Adamı Icardi’nin Messi’nin nikahlı olmayan, çocuklarının annesini de elinden alma korkusu olabilir.
Kutsal bilgi kaynağı Vikipedi konu ile şöyle bir bilgi veriyor:
Icardi, Nara’yı López ile olan arkadaşlığı sırasında 2012-13 Serie A sırasında Sampdoria
takımında oynadıkları sırada tanıyordu. Nisan 2014’te Lopez’in Sampdoria’sı ile Icardi’nin Inter’i arasındaki Serie A maçında López, Icardi’nin elini sıkmayı reddetti ve uluslararası basın maçı “Wanda Derby” olarak adlandırdı. Nara ve Icardi daha sonra 27 Mayıs 2014 tarihinde Nara’nın ilk kocası López’den (6 Kasım 2013’te duyurulan) boşanmasından kısa bir süre sonra evlendi.
(Ben yazımı yazdıktan sonra tesadüfen, web’de karşıma çıkan post)
Yaş kemale erdikten sonra, eskiden neredeyse hiç yapmadığım, yolda karşılaştığım hiç tanımadığım kişilere bile bazı durumlarda takıldığımda, niyetimin tamamen durumun eğlencesini ortaya çıkartacağını belirtir şekilde, bazıları tarafından hiç beklenmese de, söyledikten sonra yüzümde oluşan gülümsemeyle kafaları karışıp anlık bir tereddütten sonra karşımdakilerin de güldüğü çok oluyor. Yani diyeceğim o ki, eskiden yapmayı düşünemeyeceğim şeyleri yapmaktan hiç çekinmeyen ben, bazı şeyleri hala daha düşünemem bile diyorum.
Esasen, eşini, başka arkadaşının karısı iken ayartıp onunla evlenmesi bir aşk adamı olduğunu göstermiyor değil ama gidip bunu forma arkasına yazdırıp gezmek de ne ola ki?
Yıllar önce, soğuk bir İstanbul günü, gene maça giderken karşılaştığım ve sıcak tuttuğundan kimsenin şüphesi olmadığı, tahminen eşinin veya annesinin örmüş olduğu sarı – kırmızı yün takım elbisesi içindeki adamın kıyafetini de aynen sırtında “Aşk adamı Icardi” yazan formayı giymeyeceğim gibi eminim.
CUMAYAZILARI 