426 – İSİM


Zeytinden girip milletin kolay yoldan taklitçiliğe dalmasına bağladım bu cuma yazımı, üstelik de tam gününde servis. 

18 Mart 2022

Son günlerde kamuoyunda, haklı olarak, yükseltilen bir ses var: Zeytinime Dokunma. Maden sahası açmak için gerekirse sahadaki “ağaçların ıslahı ve başka yere nakli” gibi, iktidarın yapmayı en iyi becerdiği İSİM KOYMA yeteneğiyle ve tabidir ki cepleri doldurmakla doğru orantılı bir adım. Zaten 1950’lerden beri devam edegelen bir düşmanlık bu zeytine karşı.

Bu yeni yasa tasarısı ile ilgili Sinan Meydan yazmıştı, Türkiye’deki zeytinyağı karşıtlığını. Zeytinyağı yerine mısır özü ve margarin yemesini teşvik edici bolca reklam yapılmış, zeytinyağının ısıtılınca kanserojen olduğu söylenmiş hatta “Zeytinyağlı yiyemem aman” diye türkü bile yaptırılmış. Tabi hal böyle olup devlet kontrolünde bir kampanya başlatılınca, uluslararası devletler de Türkiye’de yatırım yapmaya başlamışlar. İlk olarak da Unilever’in kurduğu fabrikada üretilen margarinler SANA ve VİTA adlarıyla satılmaya başlanmış. İsimler ilginç; Latincede SANA, SAĞLIK; VİTA da HAYAT demekmiş. Yani 2 ürünü piyasaya sürerek “Sağlıklı Hayat” konusunda dev bir adım atılmış.

Tabi devlet destekler, piyasaya da bolca mal sürülüp halkın alması sağlanınca diğer üreticiler de devreye girip piyasadan pay kapmaya, parsadan hisselerine düşeni almak üzere faaliyete geçmişler. Ürünün lokomotifi olarak piyasaya giren SANA’ya rakip olarak hem o adı çağrıştıracak hem de fazla aramaya ne gerek var, bir harfini değiştirip insanları sanki onu alıyormuş diyerek kandırırız hesabı ONA yağlarını sürmüşler piyasaya. Tabi şimdilerde olduğu gibi Marka Tescili, Rekabet Kurulu gibi engeller olmadığından piyasaya kolaylıkla girmişler.

Arz_TalepMühendislik eğitimim sonrasında üzerine aldığım “işletme – ekonomi” eğitimim esnasında her derste en az üç veya dört kez tahtaya çizilen bir grafik vardı ve muhtemelen de hala daha vardır. Bu grafiği hocalar, çizecekleri aynı olmasına rağmen eskisini silip defalarca çizerler. Burada anlatılmak istenen, mala talep oldukça fiyatının artacağı, fiyat yükselince de arzın artacağıdır. İlk başta, yani bir ürün piyasaya ilk girdiğinde üretici sayısı az olacağı için fiyatı biraz yüksek olacak, bunu gören diğer üreticiler de piyasanın yüksek fiyatını görüp üretime başlayınca arz artacağı için fiyatı düşecek ve tüketici nasiplenecektir. Burada girişimcilerin gördüğü, her ne kadar arzı arttırıp fiyatı düşürecek olsa da, piyasadan bir kısmını kendilerinin elde etmesi, üstelik de arkasında hem devlet desteği hem de zaten reklamı yapılmakta olan bir ürün olması. Bu kolaycılığa hep prim vermiştir piyasa. Mesela bir çırak, yetiştiği işletmede fazla para kazanamadığını görüp, bir de “Ben oldum!” havasına girerse oradan ayrılıp, neredeyse hemen yanı başında veya sokağın karşısında, üstelik yeni bir isim aramaya da gerek duymadan, eski iş yerinin isminin önüne ÖZ ibaresini ekleyerek kendi iletmesini kurmaz mı? Hatta şimdilerde çok revaçta olmasa da, karayolu insan taşımacılığı yapan firmaların isimlerinin önlerine eklenmiş ÖZ, ES, HAKİKİ gibi eklerle, üstelik de aynı güzergahlarda şehirlerarası taşımacılık yapmazlar mı?

Yazımı, bu konudaki ilginç örneklerle sonlandırayım

Aşağıdaki isimler İstanbul Otogarı işletmesi sayfasından alınmıştır ( https://www.otogar-istanbul.com/ )

AS AĞRI TUR   AS BAYBURT TUR

(Bayburt, Gümüşhane’den ayrıldıktan sonra otobüs firması da ayrılıp yeni firma olmuş)

HATAY SAS TUR    HATAY SES ÖZTUR TURİZM

(A, E olmuş; yetmemiş, bir de ÖZ eklenmiş)

LİDER ADANA      LİDER DOĞU ANADOLU       ŞAHİN LİDER ANATOLİA

ÖZLEM DİYARBAKIR     ÖZLEM CİZRE

(Aynı ilin ilçesi olmasa da aynı yörenin aracı)

HAS DİYARBAKIR       ÖZ DİYARBAKIR          YENİ DİYARBAKIR

Ayrıca eskilerden

KOÇ                 Hakiki KOÇ                  KAMİL KOÇ

DADAŞ            Es ADAŞ

VARAN            ARAN

SEZER              SÜZER

Örnekler çoğaltmak kolay.

Kadim bir dostuma bu yazıdan konudan bahsedince ondan da şöyle bir destek geldi:

Çaykur’u taklit eden firmalar vardı, ona çok gülmüştüm: Çaytur – Çaydur (Karadenizce) veeee… Çaykurundur.

Düşünsene firmanın adı: Çaykurundur.

Maksat yeni bir şey yaratmadan, mevcudu taklit edip, piyasadan pay kapmak.

Sonraki yazı – 427 – Fevzi Zemzem

427

Önceki yazı – 425 – Spikerler

425

 

blog, deneme, haftalık, yazı, 

Yorum bırakın