417 – Dünya Gönüllü Kan Bağışçıları Günü


Düzenli bir Kızılay bağışçısı olarak, hatırlanıp onöre edildiğim bir etkinliği yazdım bu kez

1 Temmuz 2021

Geçtiğimiz günlerde, fihristte kayıtlı olmayan bir numara aradı. Arayan nazik bir şekilde Kızılay Ataşehir şubesinde görevli olduğunu ve eğer müsaitsem, Ataşehir Kaymakamlığı’nın bir etkinliğine katılıp katılamayacağımı sordu.

Benim de şu son zamanlarda, birkaç İzmir seyahatim olduğu için Pazartesi günkü etkinlik için emin olmadığımı belirttim. Pazar günü beni tekrar arayacağını ve kesinleştireceğini söyledikten sonra, ben zaten olası bir İzmir ziyaretini, en erken Salı olacak şekilde ertelemiştim ve pazartesi günkü etkinliğe katılmayı planladım.

14 Haziran, ABO kan grubu sistemini bulan Nobel ödülü sahibi bilim insanı Karl Landsteiner’ın doğum günü olması sebebiyle her yıl tüm dünyada “Dünya Gönüllü Kan Bağışçıları Günü” olarak kutlanmaktaymış. Dünya gönüllü kan bağışçıları günü kapsamında İstanbul Valiliği koordinesinde ve Türk Kızılay’ı işbirliğiyle 14 – 15 – 16 Haziran tarihlerinde tüm İstanbul ile birlikte Ataşehir ilçemizde de Küçükbakkalköy Mahallesi Prestij Caddesi’nde kamu kurumlarımızın ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla Kan bağışı kampanyası düzenlenmiş.

Biraz bir geçmişe dönüş (flash-back) yaparsak, seneler önce, almayı hak ettiğim plaket için Kızılay beni tesislerinden birine davet etmiş ve bana şu anda salondaki vitrinde duran plaketimi vermişlerdi. Bu tören esnasında da, gönüllü bağışçılardan birini kürsüye davet edip konuşturmuşlardı. İşte o anda, ben de, ileride, duayen bir gönüllü donör olarak böyle bir toplantıda konuşma yaptığımı hayal etmiştim. Berna Hanım arayıp da Kaymakamlığın etkinliğine katılmamı isteyince seneler önceki bu töreni hatırladım.

Pazartesi sabahı saat 9 olmadan Küçükbakkalköy Prestij sokakta neredeyse daimî olarak yer alan Kızılay Çadırına ulaştım. Ancak havadaki yağış ihtimali ve arada atıştıran ahmakıslatan ve Kaymakamın törende bulunacak olması sebebiyle tören hemen yandaki Ortaokula alınmıştı. WhatsApp üzerinden yazıştığım Berna Hanım beni Kızılay yetkililerinin karşılayacağı ve program ile bilgi vereceklerini söylemişti. O sırada gelen Kızılay kamyoneti ve heyeti okul bahçesine park edip hummalı bir şekilde yani bağışların alınacağı düzenekleri okula taşımaya başladılar. Ortalıkta onlar, bahçedeki köpekler ve benden başka kimse yoktu. Yardım için okul güvenlikçisinden yardımcı isteseler de, pandemi sebebiyle ara verilen yüz yüze eğitim sebebiyle okulda kimsenin olmadığı söylenince, ben de Kızılay ekibine yardım olması amacıyla taşıma işlemine yardım etmeye başladım. Bu arada tören erkanı da ufaktan okula gelmeye başlamıştı. Taşıma işlemi tamamlanınca, ekibe kendimi tanıttım. Onlar da beni beklediklerini belirtip beni hemen Kaymakamın yanına götürdüler ve “Sayın Kaymakamım, 85 kez bağış yapan bağışçımız” diye tanıtarak, müdür odasındaki dolu olan koltukların yanına bir sandalye çekerek beni oturttular. Kaymakam Bey, beni bağışlarımdan ötürü kutlayıp, düzenlemiş olduğu Kan bağışı kampanyasının başarısı için etrafındakilerini, biraz da mecbur tutarmışçasına kan vermeleri konusunda baskılar yapıyor, ilaç kullanmakta oldukları veya ameliyat – köpek ısırığı peşinden olunan kuduz aşısı veya akupunktur gibi nedenleri sıralayıp kan veremeyeceklerini söyleyenlere, bunların önemi olmadığını söyleyip gene de kan vermeleri konusunda ısrar ediyordu ki, Kızılay yetkilileri bunun mümkün olmadığını belirtip bu baskıdan kurtulmalarını sağladı. Kendisi ise, kendi kanının uygun olmadığı için alınamadığını ama gene de kanının alınıp çöpe atılması konusunda tipik devlet erkanı esprileriyle etrafındakilerini gaza getirmeye devam ediyordu. Bu arada Bağış Kampanyasına katılan Kaymakamlık, Nüfus Müdürlüğü, Belediye çalışanları da “emir demiri keser” hesabı yavaştan okula gelmeye başlamışlardı. Görev yeri değişmek üzere birkaç gün sonra başka yere tayini çıkan Müftü için de “Giderayak bir kan veriver” diye bastırınca, adamın tayini çıktığını bilmeyen ben, yaşı sebebiyle böyle bir söylemde bulunduğunu zannedip içimden bunu kınasam da, biraz sonra konunun tayin sebebiyle olduğunu söyleyip sözlerine açıklık getirdi. Nitekim birazdan başlayacak kan bağışı seferberliğinin ilk kanını da Müftüden aldılar.

Derken bir hareketlenme oldu ve herkes koridora çıktı. Kaymakam önde, Kızılay yetkilileri, Kaymakamla birlikte görünmek için etrafını sarıp sosyal medya fotoğraf karelerinde yer kapmaya çalışanlarından fırsat bulmaya çalışarak koridorda ilerlediler. Ben de “Maske – Mesafe – Hijyen” kuralları sebebiyle kalabalığa fazla karışmamaya çalışırken “Bağışçımız nerede?” diyerek gözden yitirdikleri Ben’i sorunca, onların yanına doğru seyirttim. Kaymakam Bey bana yaptığım bağışlarla ilgili birkaç teşekkür sözü eşliğinde, üzerinde Kızılay logosu bulunan bir Kahve Fincan seti armağan etti. Ardından, Kızılay da içinde ajanda, mug, kalem gibi çeşitli eşantiyonlar bulunan çantayı verince kampanyadaki misyonumu tamamlayıp ortamdan ayrıldım.

smart

Kaymakam_KanBağış2Şimdi ben de diyorum ki: “Haydi duyarlı insanlar, Kan Bağışına

Konu ile ilgili yerel basında çıkan haberler

https://www.atasehir.com.tr/haber/atasehirde-kaymakamligin-duzenledigi-kan-bagisi-kampanyasina-yogun-ilgi-39662

https://www.itvhaber.com/kaymakam-ertas-bagisci-olmaya-hayat-kurtarmaya-davet.html

http://www.atasehirweb.com/atasehir/atasehir-kaymakamligindankan-bagisi-kampanyasi-h42394.html

Gazete Haberi yazısı:
3 gün sürecek olan kampanyanın ilk günü sabahın erken saatleri olmasına rağmen ilgi yoğundu. Hedefin en az 600 ünite kan olduğunu belirten yetkililer yaşanan ilgiden memnun olduklarını dile getirdiler. Ataşehir kaymakamı İsmail Hakkı Ertaş, kanın insan yaşamında ne denli önemli bir madde olduğunu biliyoruz. Onun için sağlıklı her vatandaşın bağışta bulunması gerekir. Kan hayattır, hayat kurtarır diyerek 85 kez kan bağışında bulunan bir vatandaşa plaket takdim etti.

Burada, ismimin anılmayıp “Bir Vatandaş” olarak yazılmam da takdire şayandır.

Sonraki yazı – 418 – Olimpiyat

418

Önceki yazı – 416 Yemek

416

blog deneme haftalık yazı kan donör 

Yorum bırakın