411 – Voleybol


Sayfayı Görüntüle

Seyretmeyi oynamak kadar sevdiğim sporların başında geliyor voleybol. bu konuda bir şeyler çiziktireyim dedim.

1 Nisan 2021

Sporla oldum olası ilgilenirim. Hem oynamasını hem seyretmesini pek bir severim. Her ne kadar futbol ilk sırayı alıyorsa da, genellikle topla oynanan Basketbol. Voleybol, Tenis, Snooker (İngiliz delikli bilardosu) gibi sporları, kimisini hiç yapmamış olsam da seyrederim.

Eğer topu bulduysanız, aralarında en kolay oynananı da voleyboldur. Pikniklerde hemen bir grup kurulup fileye veya ipe bile ihtiyaç duymadan oynanabilir. Tabi seyrederken en zevklisi de üst düzeyde oynanan şampiyonalardaki oyunlardır. Gelişen endüstriyel sporlardan biri olan voleybolda artık o kadar gelişmiş bir oyuncu profili var ki, eskiden imkânsız gibi görülen hareketler son derece sıradanlaştı. Hızlanan ve kuvvetlenen voleybolu hem seyir zevkini arttırmak hem de yenilemek adına çeşitli kural değişiklikleri getirildi.

  • Öncelikle eskiden sayı almak için eskiden servisi atmış olmak gerekiyordu, şimdi yapılan her hata karşı takıma bir sayı kazandırıyor.
  • Eskiden 15 olan set alma sayısı şimdi beşinci set hariç 25 oldu.
  • Libero diye bir oyuncu tip getirildi. Libero hem zırt pırt oyuna girip çıkabiliyor hem de farklı bir savunma gücü kazandırıyor takıma.
  • Daha önceleri ayak ile karşılamak yoktu, şimdi topu yere değdirmemek için vücudun her uzvu kullanılabiliyor, ayak dahil.
  • Servis atarken top fileye değerse hata oluyordu artık olmuyor.
  • Bir de CHALLENGE diye teknolojiyi kullanan, futboldaki VAR gibi görüntülü destek sistemi kullanılıyor. Her sette 2 defa kullanma hakkınız var ve eğer incelemede haklı çıkarsanız hakkınız yanmadan devam ediyor.

Bunlar dışında kurallar neredeyse aynı. 9×18 metre genişliğinde, parke zeminde oynanan voleybolda topu yere değdirmeden 3 kere değme hakkınız var ve bu 3 sefer sonunda karşı sahaya filenin üzerinden ve antenlerin arasından geçirmek gerekiyor. Karşı tarafın hücumunu engellemek için file önünde sıçramaya blok deniyor ve bu bloğa çarpıp geçen top ele değmiş olsa bile 3 olan değme sayısına dahil değil. Hücumcular için bir kısıtlama yok ama arka oyuncular sadece topu fileden 3 metre gerideki orta çizginin gerisinden karşı tarafa gönderebiliyorlar ve yeni icat edilen Libero ve arka oyuncular file önünde blok yapamıyorlar, arkada yaptıkları da zaten blok olmuyor.

Gelelim maçı seyretmeye.

Yeni nesil oyuncular hem çok uzun ve atletik hem de çok güçlüler. Boyları ne olursa olsun 3 metrenin üzerindeki toplara smaç vurabiliyorlar. Kadın voleybolunda file yüksekliği 224cm olduğu göz önüne alındığında filenin neredeyse 1 metre tepesinden topa vurduklarından karşılamak bir hayli güç. Ama karşılarında blok yapanlar da aynı yüksekliğe uzanabildiklerinden, o blokları aşmak da gene aynı derecede zor. Bazen zor oyunu bozar misali, madem bu kadar güçlüler, yumuşak vuruş olan plaseler ile karşı takımı dağıtabiliyor.

Libero arka alanda olan savunmacı bir oyuncu ve genellikle yere yakın toplara müdahale eden çevik bir oyuncu olduğundan boyu diğerlerine göre bir hayli kısa. Gerçi göreceli olarak kısa çünkü gene 1.70’in üzerindeler. Kıyafetleri ise, onları diğerlerinden ayıracak kontrastta olması gerektiğinden “Çirkin ördek yavrusu” kıvamında. Bir de sayı sonraları birbirlerine sarıldıklarında ise diğer oyuncuların en kısası 180 ve üstü olduğu için onların arasında tabiri caizse cüce gibi duruyorlar, hatta diğerlerine sarılabilmek için parmak uçlarında yükseliyorlar. Ama oyundaki görevleri çok önemli, en olmadık, en sert gelen toplara bile uzanıp karşılama gibi müthiş yetenekleri var.

Antrenörler de son zamanlarda iyice geliştirdiler kendilerini. Tüm maçı ayakta ve neredeyse sahanın içinde seyrediyorlar ve ellerindeki tabletlerle hem taktik veriyorlar hem de her pozisyon sonrası tabletlerine gelen görüntülerle gerekli (hakeme) itiraz ve oyunculara yaptıkları hataları anında söyleyebiliyorlar. Geçen gün seyrettiğim Sultanlar Ligi Play-off maçında Eczacıbaşı Vitra ile Fenerbahçe Opet karşı karşıya geldiler. Avrupa’da da çeyrek finale çıkmayı başaran 3 Türk takımından ikisi olan bu iki takımın maçında Fenerbahçe Opet her ne kadar 3-0 galip gelse maç bir hayli çekişmeli geçti. Maçın son setinde, Eczacıbaşı Vitra’nın Brezilyalı baş antrenörü Marco Aurélio Motta, set gitmesin diye biraz fazla efor sarf edince bunalınca ceketini çıkarttı. Hemen o sırada, voleybol kuralları gereği olduğunu o an öğrendiğim bir kural sebebiyle diğer 3 yardımcısı da ceketleri fora etmek zorunda kaldılar. Çünkü, o kurallar gereği kenar yönetimi bir örnek giyinmek zorundalarmış.

Eczacıbaşı_ilkMola Eczacıbaşı_SonMola

Bu maçı seyrederken de yeni bir şeyler öğrendim diyerek maçı kazanan Fenerbahçe Opet kadın voleybol takımını kutlayıp, Eczacıbaşı Vitra kadın voleybol takımına ikinci maç için şans dilerken, önümüzdeki 1 Mayıs tarihinde oynanacak CEV Avrupa Şampiyonlar Kupası final maçında yeni bir şampiyonluk alarak Guinness Rekorlar kitabındaki rekorunu yenileyecek olan Vakıfbank Kadın Voleybol takımının zaferini beklemeye başladım. Malum tarihçesinden de öğrenileceği gibi (https://www.vakifbanksporkulubu.com/tr/tarihce), Vakıfbank kadın voleybol takımı 11 kez Türkiye Ligi, 7 kez Türkiye kupası, 4 kez Avrupa Şampiyonu, 3 kez de Dünya Şampiyonu ve nihayet “73 maç ile Üst üste en çok resmi maç kazanan takım” unvanlarıyla dolu kısa ama görkemli bir geçmişe sahip.

 412

Sonraki yazı: 412 – Biyometrik klip

 410

Önceki yazı: 410 – Tatlı ve Ben

Yorum bırakın