389 – Macera – II


Geçen hafta ilk yarısını yazmış olduğum Burhaniye - İstanbul seyahatimin ikinci yarısı.

21 Haziran 2019

[20:36, 28.5.2019] Mehmet Ufuk Uluğ: 20.30 SES TURİZM Hemen hareketle BURSA

Balıkesir terminalinde, madem hoplaya zıplaya gidiyorum, bari doğrudan otobüse bineyim de acente yerine şoför kazansın diye peronları dolaştım ama Bursa veya İstanbul yazan bir otobüs bulamayınca, acentelerden yardım istemek üzere Bursa bileti sorar sormaz beni, “Tamam abi gel kalkmak üzere” diyerek bir otobüse doğru yönlendirdiler. Sırtımda ağırlığı gittikçe artan, muhtemelen peynirler fermente olmaya devam ediyorlardı, sırt çantamı muavine teslim edip bir kuş hafifliğinde otobüse bindim. Acentedeki adam, bana “tek kişilik koltukta rahatça gidersin” diye de eklemişti.

[22:21, 28.5.2019] Mehmet Ufuk Uluğ: Bu arada servisin güzergâhı “Antalya- Yozgat”mış. İlginç. Kayahan Usta’nın dediği gibi “Yolu sevgiden geçen herkesle bir gün bir yerde buluşuruz” gibi oldu.

İçeri girdiğimde otobüsteki toplam yolcu sayısının yirmiyi aşmadığı bir ortamda gene de bana söylenen numaralı koltuğa oturarak yolculuğun ikinci uzun kısmına başlamış oldum. Hayatta ilk defa binmiş olduğum SEÇ Turizm otobüsünü peronu gezerken görmüş olmama rağmen neden Bursa’ya gideceğini anlamadığımı düşünürken sorduğum muavinden, Antalya’dan kalkıp Yozgat’a gitmekte olan bir sefer olduğunu öğrenince aklıma birden Kayahan Usta geldi. Onun meşhur sözü “Yolu sevgiden geçen herkesle bir gün bir yerde buluşuruz” sözü geldi. Antalya’dan kalkıp Yozgat’a giderken Balıkesir – Bursa yolcusunu taşımak için de yolun Balıkesir’den geçmesi gerekiyormuş demek.

[22:26, 28.5.2019] Mehmet Ufuk Uluğ: Saat 22.25 Dursa’ya geldik.

Bursa’ya gene non-stop bir yolculukla saat 22.25’te ulaştık. İner inmez etrafta 22.30 seferi olarak kalkmayı bekleyen İstanbul otobüslerini görünce sevindim ama maalesef yerler doluydu. Acente üzerinden ilk tercihim olup sorduğum Kamil Koç ilk müsait yerin 23.00 olduğunu söyleyince ikinci tercihim olan Pamukkale Seyahat kontuarına gittim. İlk seferin 22.45 olduğunu öğrenince hemen biletimi aldım ve yeğenimin küçükken söylediği şekliyle Dursa’da fazla oyalanmadan yolculuğuma devam etme durumuna geldim.

[22:45, 28.5.2019] Mehmet Ufuk Uluğ: Bilet alıp ihmal ettiğim yeme işi ayaküstü Et döner

Malum ihtiyaç molası verilmediği ve her geldiğim noktada neredeyse hemen hareket edildiği için yemek yeme ihtiyacını, ayaküstü kotarmak adına, otogar büfede gözüme en batanı olan dürüm döner ile halletmeyi düşündüm. Büfeci çocuğa fikrini sorunca “Abi, bu lavaş içerisinde çok lezzetli olur. Tavsiye ederim” cevabı zaten fazla olmayan seçenekleri doğrudan seçimime indirgedi. Otobüsün hareket etmesine kadar, biraz da acıkmış olmanın getirdiği hızla yalamadan yuttum tabiriyle döneri mideye indirip otobüsteki yerimi aldım.

[22:46, 28.5.2019] Mehmet Ufuk Uluğ: Saat 22.45 PAMUKKALE Seyahat. Hemen kalkıyoruz.

Otobüs tam zamanında hareketle yola koyuldu ve Osman Gazi Köprüsünü kullanmak üzere çevre yoluna girdi.

[23:10, 28.5.2019] Mehmet Ufuk Uluğ: Bu arada günlük adım sayısı da 6150. Bu kadar oturuşa rağmen hedefin üçte ikisi.

Sabah kızımı okula bırakıp arabayı garaja park ettikten sonra M4 Kadıköy – Tavşantepe Metrosunu kullanarak Kadıköy’e inip annemin eşyalarını ve kedisi İrma’yı araca yükledikten sonra hareketle önce saat 9.55’te Pendik İDO iskelesine ulaşıp 10.00 feribotuna binmiştik. Ardından Yalova’dan eski yolu takiple Bursa’ya varmış ve Susurluk’u geçtikten sonra Festiva Outlet Merkezindeki Köfteci Ramiz’de yemek için mola verip Ramiz Köftelerimizi yedikten sonra gene arabayla yola devam edip fazlaca yürümeden hedefe varmıştık. Dönüş yolculuğuma geçtiğimde Burhaniye’de eski ve yeni garajlar arası yolu yürüyerek kat edince bütün yolculuk boyunca oturmuş olmama rağmen günlük yürüyüş hedefim olan 10000 adımın üçte ikisini kat etmiş olduğumu gördüm. Demek minibüsün geç gelecek olmasını bir fırsata çevirmişim.

[23:46, 28.5.2019] Mehmet Ufuk Uluğ: Saat 23.45 Osman Gazi Köprüsü’nü kullanan otobüsümüze 218.50 TaLe yazdılar.

Bursa’dan hareket eder etmez çevre yoluna girince bir saati geçmeden Osman Gazi Köprüsü üzerinden geçtik. Öne yakın oturduğumdan, otobüsün geçiş için köprüye 218.5TL ödediğini gördüm. Demek çevre yollarıyla beraber hasılatın 300TL’sini Deli Dumrul geçişine vermiş. Tabi buna bir de bizi bıraktıktan sonra Avrupa Yakasına geçmek için Gerçek Deli Dumrul Köprüsünü de kullanacağını düşünürsek, sermayeyi kediye yüklemiş gibiler.

[00:03, 29.5.2019] Mehmet Ufuk Uluğ: Saat 0.01 Yeni güne merhabayı Gebze Otogarında dedik

Bir zamanlar, TEM yolu ilk yapıldığında otobüslerin E5 güzergâhını kullanmaları yasaklanmıştı. Ancak gece belli bir saatten sonra E5’i kullanabiliyorlardı. Otobüs, Osman Gazi köprüsünü geçince Gebze çıkışından çıktığında, ben E5’i takip ederek Ataşehir’e varırsak servisi beklemez doğrudan eve yürüyerek ulaşırım diye hevesleniverdim. Ancak buradan çıkış sebebi Gebze Otogarına girmekmiş. Burada inecek yolcuları indirdikten sonra tekrar TEM yoluna girince boşuna heveslendiğimi anladım.

[00:36, 29.5.2019] Mehmet Ufuk Uluğ: Saat 0.30 yolculuğun son durağı Dudullu Otogar.

Yarım saate yakın bir yolculukla, Dudullu Terminaline vardık. Pamukkale’nin dizi dizi duran servis araçlarına ulaşıp hedefim olan KüçükBakkalköy’e nasıl gideceğimi sorduğum yetkili, o esnada hışımla önümüzden kalkış yapan aracın kaportasına yandan vurarak aracı durdurdu ve beni içeri aldı.

[00:37, 29.5.2019] Mehmet Ufuk Uluğ: Şimdi servisle ver elini Home Sweet Home

Bostancı Köprüsüne gitmek üzere kalkan araç benim için KüçükBakkalköy ışıklarına kadar yolunu değiştirip beni indirdiğinde bir maceranın da artık sonuna gelmiş ve muhitimize varmış bulunuyorduk.

[00:54, 29.5.2019] Mehmet Ufuk Uluğ: İnsanoğlu kuş misali. 17.45’te Arthur’dan bir Renault 12’de başlayan yolculuk 0.45’te evde sonuçlandı.

17.45’te başladığım yolculuk, her şeyin sorunsuz gidip aktarmaların zamanında yapılmasıyla 00.45’te sona ermiş oldu. Toplamda 7 saate varan bu yolculuk bana, toplamda 100 lirayı biraz geçen bilet fiyatıyla hem Burhaniye – İstanbul tek seferde gelişten daha ucuza, hem de ihtiyaç molası vermeden, neredeyse, indi – bindi şeklinde seyahat ettiğim için daha hızlı ulaşımı sağladım. Ama geziden geriye bana Yeğenimin tabiriyle bir MACERA ve yanında içinde hala 2TL olup yeni yükleme yapılmadan hiçbir şeye yaramayan Türkiye’nin 10 numara ilinden bir akıllı BalKart kaldı.

(Not: yazıdaki başında saat olup gri tabanlı yazılar WhatsApp’da anlık yazılmış mesajlardır. Yazı, bu mesajların bende hatırlattıklarından oluşmuştur.)

390

388

Altan diyor ki:

Sen bu düşünce tarzını Çanakkale Boğazını geçmek için de kullandın gibime geliyor. Yarışı bitirseydin, Boğazı bedava geçebiliyorum deyip, macera olsun diye bir dahakine yüzerek geçerdin. Peynirler yenecek durumda mıydı? Ellerine sağlık,

Yorum bırakın