386 – Şampiyonluk – Kupa


15 mayıs 2019 gecesi beni zamanda eskilere doğru şöyle bir götürdü.

17 Mayıs 2019

Sene 1986, mühendislik yeminini yeni etmiş bir gencim. O seneler daha hayatımıza yeni girmeye başlayan bilgisayarları programlamayı öğrenmiş, hatta bilgisayar içindeki işlemcilerle doğrudan onların dilleriyle konuşacak eğitimi almış biriyim. Ama durum böyle olunca bilgisayarın 1 ve 0’larından oluşan bir bakış açısı da edinmemiş değilim. Yani hayat, ya siyah ya beyaz. Grinin, daha sonra meşhur olacak 50 tonuna sahip değilim. Ama bu eksikliğin de farkında olduğumdan, çözüm olarak, köşelerdeki sivrilikleri yontmak, hayata biraz daha “var – yok” tadında değil de “bardağın yarısı boşsa diğer yarısı da dolu” demek üzere eğitimime bir de işletme eğitimi katmak üzere İstanbul Üniversitesine yazılmışım.

Maradona_TanrınınEli

5 sene boyunca haftada en az 5 gün gittiğim Hisarüstü’nden ayrılmadan gene aynı mekâna ama farklı kampüse giderek gittiğim bir yıl. Henüz, o sene oynanan Dünya Kupasında, Maradona’nın “Tanrı’nın Elini” kullanmadan önceki bahar ayları. Tuttuğum ve tutmaktan da mutluluk duyduğum Galatasaray ise üst üste 13 sene şampiyon olamamanın getirdiği eziklik ve açlıkla lige saldırmış ve dolu dizgin gidiyor. Aynı zamanda geleneksel olarak Kupa Beyi diye adlandırılmasına yol açan Türkiye Kupası’nda da rakip tanımıyor. Sınıftaki azınlık Galatasaraylıların da ağızları kulaklarında. Üstelik takımın bu durumuna göre tribünde üretilen “Şampiyonluk bizim – Kupa bizim” tezahüratlarıyla herkesin gıpta ettiği “Keşke bizim olsa” dediği bir durumdayız.

Sedat3

Ne var ki, önce İstanbul’da o zamanların Bursa deyince akla gelen tek ismi Sedat 3’ün neredeyse orta sahadan attığı golle önce Türkiye Kupasından yarı finalde elenme, peşinden ligde de bocalayıp mağlubiyet bile almadan Beşiktaş’ın ardında kalınca hem evdeki bulgurdan hem de Dimyat’taki pirinçten olmuştuk. Tabi Fenerli arkadaşlar da, her ne kadar şampiyon olamasalar da, Birinci Dünya Savaşında Almanya’nın yenilmesiyle bizim de yenilmiş sayılmamız gibi, bizim şampiyon olamamamızla sanki onlar şampiyon olmuş gibi dalga geçmeye başlamışlardı.

1985-86

Ama neyse ki, ertesi sene hem Jupp Derwall (Allah taksiratını affetsin) hem de Mustafa Denizli’nin takımın başına JuppDerwall-MustafaDenizligeçmeleriyle 14 sene sonra şampiyonluk gelmiş hem de Avrupa’da da sonu Şampiyonluğa giden bir kulvara girmiştik. Bu 14 senenin ardından gelen şampiyonluk ve Jupp Hoca ile ilgili olarak ekşi sözlükte olan bir yorum da çok hoşuma gittiğinden buraya aktarmak istedim (biraz küfür içerse de yazım hatalarını düzeltip eklemeden edemedim):

“Galatasaray’ın 14 yıllık çilesine ve (14 yaşına geldi kundaktaki bebeler, şampiyonluk görmedi, deli oldu ibneler…) şeklindeki tezahürata son veren mükemmel Alman hoca. İlk geldiğinde tamamen salaklamış olduğunu fark etmiştik. Zira sahaya dalan foto muhabirleri, patates tarlası klasik tamlamasına tabi sahalar Alman hocaya fantastik intibalar uyandırmış olmalıydı.”

İşte işbu sebeple, değil dereyi görmeden paçayı sıvamak, derede boğulayazarken bile “Dur bakalım işin sonu iyiye varacak mı?” kıvamına geldim. Daha doğrusu gelmişim. Bunun da bu sene iyice farkına vardım. Daha önce yaşadıklarımdan hafızama kazınmış bazı travmalarımı yazdığım (https://cumayazilari.wordpress.com/ahkam/358-travma/) yazımı yenileyip bu travmayı da eklemem doğru olacak gibi. Aynı 1986 yılında olduğu gibi, her iki kulvarda da son maçlara gelinirken “Şampiyonluk bizim, Kupa bizim” kıvamındaydım. Ama, kan tükürüp kızılcık şerbeti içtim diyerek bunu dün akşam kupa seremonisi bitmeden dillendirmemeyi bir totem olarak gördüm. Neyse ki, VAR sistemi sebebiyle, hakemlerin, artık sahaya ve olaylara ne derece hâkim olduklarının iyice sorgulanması gereken bir haldeyken, VAR incelemeleri ardından, her takım seyircisinin kendi takımına nötr, diğer takımlara karşı verilenleri kabullenmediği genel kanı olarak kanıksandığı kararlarla önce ligde, Başakşehir’in beklenmedik puanlar kaybetmesi de eklenince, bu hafta oynanacak maçın final maçı haline gelmesi hem de Çarşamba akşamı kupanın kazanılması ile, fikirlerimi özgürce söylemek durumundayım:

Şampiyonluk bizimKupa bizim

387

385

Yorum bırakın