341 – Kadın futbolu


Şu sıralar yeni merakım cinsi latiflerin boy gösterdiği yeşil sahalar.
Sıkı bir Ataşehir Belediyespor taraftarı oldum şu geçen 2 haftada. Sizlere de şiddetle tavsiye ederim. Fırsatını bulursanız mutlaka bir kadın futbol karşılaşmasını seyredin. Hem tribün güzelliği, hem hanımların yeşil sahadaki centilmenliği ve tabi kızların güzelliği sizi etkileyecektir.

10 Şubat 2017

Ataşehir Belediyespor

2 hafta arayla Yenisahra Arena stadında çok keyifli saatler geçirdim. Bunun sebebi Ataşehir Kadın Futbol takımının maçlarını, adeta Almanya veya İngiltere’deki gibi holigan olmayan seyircilerin arasında seyretmem. Öncelikle seyircilerin yarısı hanımlardan oluşuyor ve dolayısıyla kötü tezahürat yok. Ne kadar coşkulu olunursa olunsun, rakibe karşı bir küfür veya kötü söz hak getire. Bu arada kadınlar futboldan ne anlar da ne oynar diyenlerin bile gördüklerinde tekniklerine hayran kaldıkları ve takır takır top oynayan kızlar sahada.

Şimdi iki hafta öncesine gidip işin başlangıcını anlatayım. Malum Ataşehir’de oturuyoruz ve eşim de başarılı bir STK (https://www.facebook.com/asidad) başkanı olarak özellikle belediye ile yakın ilişkide olan faal bir kişilik. Ataşehir Belediyespor Kadın Futbol takımı başkanı da Belediye Başkan Yardımcısı olunca, takıma destek için maça gitmemiz yönünde bir istek geldi. İyi bir spor seyircisi olarak, eski günlerde İnönü Stadında seyretmiş olduğum kadın futboluna olan aşinalığım sebebiyle bu isteği olumlu olarak karşıladım. Bu arada takım da fena değil, sezon başında yaptıkları bir hata sebebiyle sezona -6 puan ile başlayan Ataşehirspor kulübü, gene de 11 maçta aldığı 8 galibiyet ve 2 beraberlikle Beşiktaş’ın ardından üçüncü sırada. (http://www.tff.org/default.aspx?pageID=1000)AtaşehirBelediyespor.jpg

Seneler önce, İstanbul’un faal tek stadı olan İnönü’de, “hazır seyirciyi toplamışız, bari kız futbol takımlarını bu seyirci önünde oynatıp hem kızları yeşil sahalara çekelim hem de erken gelen seyirciyi oyalayalım” mantığı ile o zamanların iki futbol takımından Dostlukspor ile Filizspor maçlarını çokça seyretmişliğim vardır. Nedense her iki takımı karşılıklı oynatmazlar, karşılarına rakip olarak emekli olmuş 45 yaş üzeri futbolcularla oynatırlardı. Güç dengesizliği olmasın diye de, maçta kalecileri karşılıklı olarak değiştirirler, kızların kalesini emekli futbolcu, emeklilerin kalesini de kız korurdu. Ama o zamanlar hem televizyonda fazla futbol maçı yayını olmadığı, olsa bile detayları şimdiki gösterecek çekim gücü ve tekrar yaşanamadığı, üstelik de şimdiki gibi evlerde sinema perdesi büyüklüğündeki geniş ekranlar yerine en kabadayısı 61 ekran olan siyah beyaz ekranlar olduğundan kızların futbola ilgisi yok denecek kadar azdı. Sokaklarda ise Erkek Fatma olarak adlandırılan kızlara çok nadir rastlandığından kadınların futbola olan ilgisi ancak Nevra Serezli’nin Devekuşu Kabare tiyatrosunun “Deliler” adlı oyunundaki maçı özetleyen spikerden öteye gitmezdi:

Kaleciler reglan kollu balıkçı kazaklar giymişti, hepsi de çok yakışıklıydılar. Hakemler iddiaların aksine çok erkeksi bir görünüm içindeydiler. Çimler alagarson kesilmişti. Ayyy, seyirciler çok şekerdiler. Maç boyunca ‘fincanı taştan oyarlar’ gibi manalı türküler söylediler. hoj bi maç olduşeklinde yaptığı sunumun sonunda sorulan maçın kaç kaç bittiği sorusuna iseay ona hiç dikkat etmemişim, ama akşam futbolcularla buluşuyorum, sorarım” şeklinde cevabı kadınların futbola ya da futbolculara olan ilgisini gayet güzel anlatıyor.

Oysa gittiğimiz maç hiç de öyle değildi. Maç öncesi ısınma hareketleri esnasında toplara gayet sert vuran, adaleli kızları görünce Dostlukspor’un zamanındakinden bu yana çok şeyin değiştiğini fark ettim. Nevra Serezli’nin anlatımıyla fark ettiğim bir başka şey ise hiçbirinin siyah kramponun giymediği idi. Pembe, sarı ve mavinin çeşitli tonlarındaki ayakkabılarıyla saçlardaki özen iyi bir uyum içerisindeydi. Maç başladığı zaman da gördüm ki bazılarının futbol zekâları, şimdilerin 10 numaralı oyun kurucularından pek de aşağı

değil. Tabi genlerine henüz futbol oynamak tam olarak yerleşmemiş olsa da, gözlerini budaktan pek sakınmaz haldeydiler. Hele ki yaptıkları göğüs istopları esnasında yere yığılacaklar diye pek korktum.

Rakip Beşiktaş olduğundan ve gayet sıkı bir “Çarşı taraftar grubu” ile geldiklerinden

tribünlerin karşılıklı birbirinin önüne geçme çabaları maçın atmosferini bir hayli yükseltti. O kadar ki devre arasında çevik kuvvet takviyesi bile geldi tribüne. Her iki tribünde yakılan meşaleler, bir ara sahayı öyle kapladı ki, hakem kenara kadar gelip meşale yakılmaması konusunda uyarmak zorunda kaldı. Kora kor çekişme halinde geçen maç, benim beklentilerimin aksine 1-0 gibi kısır bir sonuçla bitti ve evlerimize mutlu bir şekilde döndük. Konu ile ilgili gazete yazısını http://atasehir.bel.tr/haber/yagmur-la-gelen-zafer adresinden okuyabilirsiniz.

Bu haftaki rakip de ligin iddialı ekiplerinden İzmir Konakspor idi. İzmir kulübü, Beşiktaşın Nijeryalı eski futbolcusu Amokachi’nin baldızı olduğu söylenen 30 numaralı Esther’in golü ile beraberliği yakalamış olsalar da tribün desteğini arkasına alan Ataşehirspor bu maçı da 2-1 kazanmasını bildi. Galibiyet golünü atan Yağmur’un golden sonra formasını çıkarması

ise her ne kadar, doğal olarak, sarı kartla sonuçlandıysa da, içinde atleti olduğunu anlayana kadar seyirciler arasında bir şok yaratmadı değil. Maçın önemli anlarını (http://www.itvhaber.com/atasehirden-yagmurla-gelecek-farki-bilgesu-onledi.html) adresinden seyredebilirsiniz. Bahsettiğim 2 internet sitesinin haberine de manşet olan Yağmur Belediyesporda fark yaratan isimlerin başında geliyor. Aynı sitede maçın yorumunda

İlk yarısı 0-0 tamamlanan maçın ikinci yarısında oyundan düştüğü gözlenen Ataşehir ekibi, son haftalarda takımına çok ciddi destek veren seyircinin tezahüratı ile hareketlenip maçın ilk golünü buldu.

sözleri bizim etkimizin basın tarafından fark edildiğini gösteriyor.

Beşiktaş maçı Türkiye futbol federasyonu sayfası: http://www.tff.org/Default.aspx?pageId=29&macId=177519
Konakspor maçı Türkiye futbol federasyonu sayfası: http://www.tff.org/Default.aspx?pageId=29&macId=177533

Bu yazıyı yazarken biraz da kadın futbolu hakkında bilgi sahibi olmak üzere internette sörflerken ilginç sayfalara da rastlamadım değil. Gazeteciliğin yüzde doksanının magazin olduğunu da Google’da ilk birkaç konu arasında rastladığım aşağıdaki linktede görebilirsiniz.

http://www.hurriyet.com.tr/yesil-sahalarin-en-guzel-10-kadin-futbolcusu-40011777

EzgiÇağlar İşin ilginci, 10 numarada Ataşehir Kadın futbol takımının kalecisi yer alıyor. (10.EZGİ ÇAĞLAR 3 Temmuz 1991 doğumlu Ezgi Çağlar Ataşehir Belediyespor’da oynamakta ve 2007 yılından beri A Milli Kadın Futbol Takımı’mızın kalesini korumaktadır.)

Yabancı futbolcuların da kadrolarda yer alması, kadın futboluna olan ilgiyi ve verilen finansal önemi de gösteriyor. Neredeyse her takımda bulunan ikişer, üçer yabancı, kadın liginin yakında daha önemli yerlere geleceğinin göstergesi.

Acaba diyorum yarın (11-2-2017 günü) Sarıyer Çayırbaşı stadında oynanacak Kireçburnuspor deplasmanına gitsem mi?

340

342

Vermeden almak Allaha mahsus olduğu gibi gidenlere üzüldüğümüz gibi, gelenlere de sevinmek durumundayız:

Bu hafta doğanlar:

ataurersoyMesai arkadaşım İlker’in oğlu Ata, biraz da aceleci davranarak Çarşamba (8-2-2017) aramıza katıldı. Kendisine “hoşgeldin”, mutlu ve çiçeği burnunda yeni anne ve baba’ya “göz aydın” derim.