268 – Benzemez Kimse Sana


31 Mayıs 2013

Show TV’de ilginç bir eğlence-yarışma programı var: “Benzemez kimse sana”. Geçen sene de yapılmıştı ama pek seyredememiştim. Bu sene Cuma gecesi Yalan Dünya adlı dizi yayınını Pazartesiye kaydırınca gecemiz boşaldığından ve Türk ailesinin en önemli eğlence kaynağının da televizyon olduğu düşünülürse, farklı bir aktiviteye kaymak yerine farklı bir kanala kaymak daha kolay gelmiş olacak ki, Kanal-D’den Show TV’ye transfer olduk.

huysuzvirjinProgramı ilginç kılan pek çok unsur var. Öncelikle yarışma jürisi müthiş: Huysuz Virjin başlı başına bir fenomen. Yanına katmış olduğu Demet Akbağ’ı zaten anlatmaya gerek yok. Üçüncü jüri üyesi de senelerin vazgeçilmezi Erôl Evgin (isimdeki O’nun tepesinde inceltme işareti var).

Programa katılan kadınlı erkekli 8 kişi bir sonraki hafta kime benzeyeceklerini, (hesapta) rastgele olarak bir butona basarak geçmekte olan ünlüler geçidinin arasından seçiyorlar. Tabi burada seçimde karşılarına çıkacak kişinin cinsiyetinin farklı olma ihtimali bile var.

İzleyen 1 hafta boyunca seçtikleri kişiye hem fizik, hem hareket hem de ses olarak benzemek üzere çalışıyorlar ve sonra da yarışmaya çıkıp o kişinin belli bir klibindeki halini canlı olarak seslendirerek benzetmeye çalışıyorlar. Karşılığında da önce jüriden puanlar alıyorlar. Bazen ekrana çıkan kişiye o kadar benziyorlar ki hayran kalmamak elde değil.

Yarışmanın bu seneki formatı gereği her yarışmacı belli bir sosyal yardım kuruluşu adına yarışıyor ve kazananın desteklediği kuruma 10 bin lira bağış gidiyor.

Şimdi jüri üyelerini ve katılan yarışmacılar hakkında biraz ahkam kesmek istiyorum:
Huysuz Virjin müthiş bir adam. 82 yaşında olmasına rağmen kalkıp dans ediyor, şarkı söylüyor, oturduğu zaman süresince yanındakilere laf yetiştiriyor, yetmezse hemen yanında olan Demet Akbağ’ı espri adı altında, ama belli ki eli biraz ağır, adamakıllı dövüyor.

Yarışmacının sunucuna ha bire takılıp neler yapması gerektiğini, gerekirse hareketleri göstererek tarif ediyor. RTÜK sebebiyle Huysuz Virjin kıyafetiyle görünemediğinden Seyfi Dursunoğlu karakteri olarak karşımıza çıkıyor ama hareketler, jestler ve en önemlisi laflar tam Huysuz’luk. Sözlerinin çoğu belden aşağı. O yüzden hoparlörden ha babam biip sesleri çıkıyor. Aşağıya da not düşüyorlar: Bipsiz seyretmek isterseniz www…. diye. Arada söylediği şarkılarda fazlasıyla Zeki Müren havası var.

BenzemezKimseSana.jpgDemet Akbağ filmleri ve tiyatrolarındaki kadar eğlenceli. Huysuz’a fazlasıyla laf yetiştiriyor ama aldığı bazı bipli cevaplarla “mani oluyor halimi takrire hicabım” moduyla utanıp dudaklarını ısırıyor. Geçen programlardan birinde Huysuz’a nazire yaparcasına bir dans etti ki şaştım kaldım. Önce ayağını diğer dizini bükmeden neredeyse 180 derece havaya kaldırdıktan sonra her iki bacağını açarak yere paralel hale getirdi ki müthişti. Boyu uzun olmasına rağmen giydiği yüksek topuklu ayakkabılarla herkese yukarıdan baktığından olacak yerinden fazla kalkmıyor.

Erôl Evgin ise ilk çıktığında nasılsa hâlâ O. Her ne kadar peruğunun şeklini değiştirdiyse de saçları, fiziği, sesi ve en önemlisi şarkıları hâlâ aynı. Programa başlarken şarkılarından bir tanesini söyleyerek başladıktan sonra her fırsatta, taklidi yapılan şarkıcılardan bahsederken “Ben bunun şu şarkısını çok severim” diyerek kendini sahneye atıp o şarkıyı söyleyerek hem kendini tatmin hem Huysuz’u hasta ediyor. Yorumlarında dinleyenlerin pek anlayamayacağı müzik terimleri kullanıp yaptığı işe derinlik katıyor hissini yaratıyor.

Bu üç jüri üyesinin yanı sıra her programda farklı bir ünlüyü de konuk jüri üyesi olarak alıyorlar. Geçen hafta, her ne kadar bu sene katılmadığımız için gündemde duyulmasa da Eurovision şarkı yarışmasının şerefine geçmiş Eurovizyon’lara katılan Türklerin canlandırıldığı bölümde Eurovision deyince olmazsa olmaz Bülend Özveren konuk jüri idi.

Adam 1975 yılından beri yapmakta olduğu ve gayet ciddiye aldığı bu işin sulandırılmaya çalışıldığını zannedip ortamı durmadan yaptığı yorumlar ve anlattığı anılarla ciddiyete çekmeye çalıştı. Ancak program formatı gereği iş ha babam sululuğa sardı gitti. Hatta ara sıra Huysuz’un yaptığı belden aşağı esprilerde utancından ne yapacağını bilemedi. Jüri puanlaması esnasında ortaya çıktı ve her jüri puanını önce Fransızca peşinden İngilizce söyledikten sonra adeta bize bir Eurovision puanlaması heyecanını yaşattı.

NuriAlço.jpgYarışmacılara gelince beni en çok etkileyeni Nuri Alço oldu. 300’ün üzerinde filmde kötü adamı oynamış olmasından ötürü kendisine doğal bir antipati duymuş olsam da bu programdaki alçak gönüllülüğü ile beni kazandı. Hatta eskiden adamcağıza boş yere kızmakta olduğumu anladım. Çünkü adam filmlerinde kötü adamı oynayıp her ne kadar kötü adamlara yol gösteriyor gibi görünse de aslında kızları kötü yola düşürmek isteyenlerin yöntemlerini gösterip kim bilir kaç kızın gözünün açılmasına ve kötü yola gitmesini engellemiştir. Tabi filmlerinde hep kendini birilerinin seslendirmiş olmasının faydasını görüyorsa da bu konuda kendini geliştirmemiş olduğunu söylediği şarkılarda detone oluşundan ve jüriden az puan alışından anlayabiliyoruz. Kendisi artık geçen hafta isyan edip, diğer yarışmacıların bir şekilde seslerinin terbiye edilmiş olduğunu ve kendisinin sırf sesi yüzünden düşük not aldığından dem vurdu. Ama yaptığı Kayahan’ın “Gözlerinin hapsindeyim” betimlemesinde sesi gene sınıfta kalsa da Kayahan Usta’nın gençlik zamanını gayet benzer bir şekilde canlandırdı.

BahadırEfe.jpgProgramın bir başka yarışmacısı da Demet Akbağ’ın tiyatrosunda oynamakta olduğunu öğrendiğimiz Bahadır Efe isimli bir genç. Demet Akbağ’ın söylediğine göre her oynadığı rolü o kadar benimsermiş ki rol bitene kadar o rolün kimliğine bürünür ve asla çıkmazmış. Bu programda da çok hoş Justine Bieber ve Can Bonomo oldu. Hatta Justine gösterisinde Huysuz Virjin Onun O olduğuna inanmayıp sahneye fırladı. Ve kendisinin kandırıldığını zannedip bir hayli kızdı. Sonra durumu anlamaya çalışırken tam “tonton bir ihtiyarcık” durumuna geldi.

Her ne kadar Show-TV’ye TMSF el koyduğu için yeni bölümlerini, muhtemelen çekmeseler de, eski bölümleri tekrar tekrar yayınlayacakları için kaçırmış olduğunuz programları seyretme şansınız var.

Önceki yazı 267 Konser

Sonraki yazı 273 Selçuk Yula

267

269

Yorum bırakın