203.14159 – Pi


14 Mart 2011

Pi Sayısı
Boğaziçi yıllarındayız. Üniversiteye ilk başladığımızda okuma dili İngilizce olduğu için hem İngilizcemizin yeterli olup olmadığını görmek hem de yeterli değilse okuyacağımız Hazırlık sınıfında hangi seviyeden başlayacağımızı belirlemek üzere tüm yeni öğrenciler sınıflara doluşup bir İngilizce yeterlilik sınavına girdik. Artık heyecandan mı yoksa lisede okuduğumuz derslerin başarısını çektiğimiz kopyalara borçlu oluşumuzdan mı bilemiyorum, ben ve 7 arkadaşım toplam 8 kişi, “İleri Seviye- Advanced” olarak adlandırılan sınıfa ayrıldık.

Hepimiz numuneyiz ama.

Diğer Anadolu Lisesi ve fen ve matematik derslerini İngilizce okuyup bir de normal Devlet okullarına göre haftada daha fazla sayıda İngilizce dersi okuyan okullardan gelmiş olan 8 numuneyiz.

Ben Kadıköy, Fuad Erzurum, Hikmet Bursa, Erkan Eskişehir’deki Anadolu Liselerinden. Hakan Erkek Lisesi (veya Alman Lisesi), Yeşua Şişli Terakki ve Birsen de eski bir İstanbullu sonradan Ankara Fen Liseli. Aramızda o sınıfta olması tek normal kişi Pandeleymon Mayoğlu, ya da kısaca ona seslendiğimiz şekliyle Pandeli. Kendisi mütevazi bir Rum okulundan geliyor.

Her neyse biz derecelerimiz yeterli olmadığından yani 50 geçer not alamadığımızdan bu sınıfta okumaya layık görüldük. Bu arada aramızdan bizler gibi 50 alamadığı halde itiraz edip 40’ın üzerinde not aldıkları için normal lisans öğretimine geçenler oldu ki bizler geçemediğimize göre seyreyleyin siz aldığımız notların rezilliğini. Ben bu hazırlık muafiyet sınavından 21 alarak ikinci seviye belirleme sınavına girdiğimden Pandeli beni aşağılayıp, benim o sınıfta okumamam gerektiğini söyleyip daha ilk dersten benden eksi not almıştı.
Günler geçtikçe bizlerin İngilizcelerimizde gözle görülür, kulakla duyulur gelişmeler oldu. Hatta şimdilerde “acaba” diyorum “tek sömestrlik ileri seviye okumak yerine iki sömestrlik ara seviye mi okusaydık” ama yaşanmış yaşanmıştır deyip konumuza geri dönelim.

Bir gün hocamız Ferihan Göksu Hanımefendi bizlere, ileride lisans hayatımızda da faydalı olacağını da eklediği seçeceğimiz bir konu hakkında araştırma yapıp bununla ilgili birer sunum yapmamızı istemişti. Benim konum Mizah’tı. Diğer 7 konu neydi tam olarak hatırlayamıyorum ama Yeşua’nın ki “Basınç”, Fuad’ınki de “Pİ Sayısı” idi.

Ben kendimce Mizah ile ilgili bir sunum hazırlamıştım ama ben bile ne hazırlarken ne de sunarken hiç mi hiç zevk alamamıştım sunumumdan. Sunum bitince “Bitti” dediğimde Ferihan Hocanım

E madem mizah konusunda bir sunum yaptın. Bari bir fıkra anlat

deyince ne olduğumu bilemeyip onca yıllık GırGır Ve Fırt dergisi müdavimi, daha sonra çıkan Çarşaf, Hıbır, Limon, Leman, LM-Manyak, Mikrop, Dıgıl, Pişmiş Kelle ve daha adını hatırlayamadığım pek çok mizah dergisi okuru ben apışıp kalmıştım. Kem küm edip “İhtiyaten Furdim Oni” adlı fıkrayı anlatmaya çalışmış ama hem hazırlıksız yakalanmış olmaktan hem de İngilizce fıkra anlatmaya hazırlıksız olmamdan aynen sunumum gibi tatsız tuzsuz bir fıkra anlatmıştım.

Sunumlardan bir diğer hatırladığım Yeşua’nın (kendisi bir Türk Yahudi’si idi) basınç sunumunda aklımda kalan tek şey hız artıkça basıncın düştüğü, uçakların uçma prensibinin de bu basınç farkını kullanıp yapıları itibarıyla kanatların üst taraflarının bombeli olduğundan üst tarafında daha hızlı hareket eden hava sebebiyle oluşan düşük basınca doğru uçağı kaldırdığından uçma olayının gerçekleştiği idi. Hatta eline aldığı iki kâğıdı paralel tutup aralarında üfleyince biz üflediğimiz için kâğıtların ayrılacağını beklerken kâğıtların birbirine doğru yaklaştığını görünce bir dumura uğramıştım.

πpi

Üçüncü ve son hatırladığım sunum Fuad’ın “Pİ SAYISI” sunumu idi. En basit olarak “bir dairenin çevresinin çapına olan oranı” şeklinde açıklayacağımız Pi Sayısı ile ilgili, Milattan Önceden gelme pek çok bilgiyi bize sunan Fuad aynı zamanda okul kütüphanesinden, içerisinde Pi sayısının 3.14 olarak başladıktan sonra devam eden ve bir türlü kendini tekrarlamadığı için çok hassas olarak sayının değerini bilmenize yarayan ve Guinness rekorlar kitabına göre en sıkıcı kitapların başında gelen Pi sayısı kitabını da getirmişti ki hakikaten ilk birkaç kelimeden sonra (sayılar galiba beşerli gruplar halinde sıralanmıştı ve sonsuza kadar gidiyordu) insanın kitabı artık okuyası gelmiyordu.

Bu yazıyı yazdıktan 13 sene sonra Facebook’ta rastladığım bu resmi de buraya eklemeden edemedim: Pi günü

Ben Pi Sayısı ile bunları biliyorken 14 Mart sabahı cep telefonuma yeğenimden gelen bir mesaj ile eski günlere döndüm. Yeğenim benim ve ailemin Pi günümüzü kutluyordu. Zannediyorum okullarda bu Pi Sayısı ile ilgili çeşitli etkinlikler yapıyorlar ve bu sayıyı gayet aktif kullanıyorlar. Bu bilgiyi aldıktan sonra tabi ilk yapılacak “Pi Sayısı” deyince aklıma gelen ilk isim olan Fuad Bey’i arayıp bir hatırlatma yapmak bir de tabi bir Cuma Yazısı yazmak.

Bu arada şu sıralar biraz tehlikeli de olsa, araştırmacı gazeteci rolüne soyunup internetten Pi Sayısı ile ilgili bir araştırma yapmak üzere Google’dan bir araştırma yapınca bugünün neden “Pi Sayısı Günü” olarak kutlandığını da öğrendim. Meğer Amerikalılar 3’üncü ayın 14’üncü gününü 3/14 olarak yazdıklarından ve Pi Sayısı da 3,14 olarak başladığından kutlamak istediklerinde bugünü seçmişler. Gerçek değeri 3,141592653589793238462643383 olup daha da devam eden sayının geride kalan hanelerini öğrenmek isteyen heveslilere Pi sayısı kitabının AMAZON.COM sitesinde yer aldığını ve “The Number Pi [paperback]The Number Pi [paperback]” olarak geçen kitabın hediyesinin 42$+paketleme masrafları olduğunu belirtir ve ellerinde sadece 2 adet kaldığından meraklıların acele etmelerini tavsiye ederim. Ayrıca Güncel Yayınevi’nin çıkardığı “Pi’nin biyografisi” adlı kitap da aynı işi görebilir diye düşünmekteyim.

Pi Sayısı Matematikte ve mühendislikte sıkça kullanılan ve hatta bir tam dairenin 2Pi olarak tanımlandığı Radyan da matematikte sıkça kullanılır. Lisenin son senesinde SİNÜS konusunu işlerken şöyle bir soru ile karşılaşmıştım. Sin(4πx) ‘in grafiğini çizin. Bilenler bilir, bilmeyenler için de ufak bir hatırlatma ve öğretme yapayım, SİNÜS grafiği sıfır etrafında bir yukarı bir aşağı salınan ve kendini tekrarlayan bir grafiğe sahiptir. X değişkeninin aldığı değere göre de sıklığı yani frekansı değişen bir şekilde olsa sonuçta hep aynıdır. Ben daha önce SİNÜS çizerken örnekleme yaparken hep π/2 olarak aldığım örnekleme sıklığını bu denkleme koyunca sonuçta hep 1’e eşit olan bir sonuçla karşılaşıp, SİNÜS’ün ne olduğunu öğretmeyen ama sadece ezbere dayanan eğitim sistemimizin çarpıklığını ortaya koyan bir şekilde bir SİNÜS eğrisi değil de hep 1 olan düz bir çizgi çizmiştim.

Pi Günü diye internette ve benim bir hayli kullandığım Wikipwedia.org sitesinde Pi gününü anlatırken bile kefenin cebi yok ama ticarette her şey mübahtır hesabı, ne alaka ise Pi Günü başlığı altında şu bilgi yer almakta:

Türkiye’de pi günü
Pi Günü Türkiye’de ilk kez 2000 yılında Manisa Odtü Ülkem Koleji’nde kutlanmıştır. Günümüzde de farklı kolej, üniversite ve bilim çevrelerince kutlanılmaktadır. Atatürk Üniversitesi’nde 14 Mart 2010 Pi Günü etkinlikleri kapsamında Geometri ve Matematik yarışmaları düzenlemiştir. Diyarbakır Özel Final Okulları’nda da her yıl 14 Mart’ta kutlanmakta ve kutlamalar kapsamında tişörtler basılmakta ve kısa film, logo, pi sayısını ezberleme yarışmaları düzenlenmektedir

Reklamını yapmak üzere WIKIPEDI’ya muhtemelen hatırı sayılır bir bağış yapan Diyarbakır Özel Final Okullarına selam eder, hepinize Pi Sayısını kullanmanın nasip olacağı günler dilerim.

Sonraki yazı 205 PAZAR

203

205

Yorum bırakın