101 – Yılbaşı


9 Ocak 2009

NoelBaba.jpgYılbaşı denince aklınıza kim geliyor? Muhtemelen hemen herkes öncelikle Noel Baba diyecektir. Ama ben, tabi herkes gibi, Noel Baba’yı hatırladıktan sonra mutlaka aklıma gelen ve aklıma geldiğinde artık kızarak mı, gülerek mi anıyorum bilemiyorum ama kendisinin kulaklarını mutlaka çınlatırım. Kim olduğunu daha ileriki satırlarda açıklayacağım.

Peki, yılbaşı deyince Noel Baba akla geliyor da, Noel Baba’yı görünce insanların aklına ne geliyor? Normal şartlarda, televizyonda veya bir alışveriş merkezinde görürseniz gülüp geçersiniz ama yılbaşı akşamı kapınız çalıp da karşınıza Noel baba görünürse ne yaparsınız. Muhtemelen biran şaşkınlık yaşayıp peşinden de “ulan kimdir bu uğursuz? Hırlı mıdır, hırsız mıdır?” diye düşünüp kapıyı kapatmayı düşünürsünüz.

2000 yılını 2001’e bağlayan yılbaşı öncesi klasikleşen Perşembe Carrefour alışverişim esnasında yılbaşı için muhtemelen Çin’den getirilmiş ve olabildiğince ve alabildiğince ucuz malzeme ile belki de kağıttan yapılmış ve zannediyorum şimdiki yeni parayla tek basamaklı bir değere sahip bir ederle edinmiş olduğum cart kırmızı Noel Baba kıyafetini alıp evde giydim ve o esnada üç yaşına girecek olan Başak’a karşı giyip de hevesimi aldıktan sonra yılbaşı gecesi evde çekirdek aile olarak otururken birden bitimiz kanlanıp kanımız da kaynayıverince bir anda hadi gidip birilerinin kapılarını Noel Baba gibi çalalım diyerek evden çıkıp arabamıza binip köprüyü geçip kayın valide ve pederimizin evine vardık.

Kapıyı çalmadan sokak kapısını açıp hiç ses çıkarmadan, ki biz öyle sanıyormuşuz, yukarı çıkıp, arabayı Noel Baba kıyafetiyle kullanmaya yüreğimiz yetmediğinden, yanıma aldığım kıyafeti merdiven boşluğunda giyerek kapıyı çalma planları yaparken birden kapı açılıp da ben ortada tam üryan olmasam da, ki o halimle kimselere gözükmek istemem, o halde yakalanmak sürprizimizi bozduğu için biraz hevesin kursakta kalması durumunu yaşadık.
Bu anda “hevesin kursakta kalmasıyla yaşanmaz” düsturu ile bari bir alt katta oturan Amca’nın kapısını çalıp da “Noel Baba” dumurunu onlara yaşatalım dedik.

Önde ben peşimde diğer aile fertleri bir alt kata inip kapıyı çaldıktan sonra kapı çalınıp da Yenge beni kapıda olanca görkemim ve kırmızı Noel Baba kıyafetimin sakallarıyla görünce ufak bir şok geçirmedi değil. Ben hemen sakalı çıkartıp Yengeyi rahatlattıktan sonra hep birlikte kahkahalar atarak kendimizi içeri davet ettirdik.

Az önceki şoku henüz üzerinden atmaya çalışan Yenge’nin aklına ilk gelen de daha yeni gelin olan kızına da aynı numarayı çekmemizi teklif etmek oldu. Biz zaten bu olayı yaşamak için yola koyulmuş kişiler olduğumuzdan teklifi ikiletmeden arabaya doğru yollandık. Ancak bu kez ben artık iyice rahatlamış olduğumdan üzerime sadece kabanı giyip altımda kırmızı Noel Baba pantolonları görünerek arabaya doluşup Sibel’e doğru yola koyulduk. Yılbaşı şansımıza sokak kapısını açık bulup yukarı çaktırmadan çıktığımızdan, kapıyı çalıp da Noel Baba halimle arzı endam edince Sibel de annesinin akıbetine uğrayıp ödü hafiften büyük abdestine karıştı.

Bu geceyi yaşadıktan sonra kıyafeti tekrar giymek mümkün olmadı çünkü kıyafetler giyilip, hele bir de arabaya inip binip oturup kalktığımdan kumaş olmayan kumaş tirfil tirfil olup transparanlaşıp, efemine bir ruh durumunuz yoksa giyilmez bir hal aldı. Gerçi hafif meşrep Noel Baba olarak boy göstermek de vardı ama “mani oluyor halimi takrire hicabım” hesabı bunu benden beklememeniz gerekir.

Yılbaşları eski yılın gönderilip yenisinin karşılandığı zamanlar olmasıyla beraber, eski HürriyetTakvimi.jpgsenenin takviminin atılıp yenisiyle değiştirildiği günlerdir. Geçenlerde annemle konuşurken kendisinin hala daha “Saatli Maarif Takvimi” kullandığından konu açılıp eskiden dedemle ninemin kullandıkları “Hürriyet Takvimi” ve dedemle ninemim kimin geçen günün yaprağını kopartacağı konusunda çekiştiklerinden bahsettik. Benim o Hürriyet takviminden hatırladığım, ön sayfasındaki klasik günün yemeği, bugün doğan çocuklara isimler, namaz saatleri ve ortada kocaman günün rakamla yazılmış sayısı varken arka sayfası ters olarak basılmış olduğundan arka sayfaları koparmadan okuma şansı dolayısıyla takvimi duvardan indirip arka sayfada bulunan “arkası yarın” kıvamındaki romanı daha günü gelmeden okuduğumdur.

Konu yılbaşı ve ara konu da takvim olunca, sıra yazının başındaki sorunun cevabını vermeye metinmilligeldi. Tabidir ki Metin Milli, kısaca MM. Adam cebinde çok parası olduğundan önce TRT ekranlarında boy göstermiş, esasen sesi de davudi makamından pek de kötü olmasa da ninemim çokça kullandığı “sıtma görmemiş” haliyle ve kazma duruşuyla herhalde pek çok TRT yöneticisini görmüştür diye düşünüyorum. Beyefendinin yılbaşı ve takvim ikilemesiyle aklıma gelmesinin sebebi, bir petrol istasyonu sahibi olup yerli JR olarak adlandırabileceğimiz MM üzerinde oniki adet farklı MM boy fotoğrafının yer aldığı büyükçe bir takvim bastırıp ücretsiz olarak dağıtmış olduğundan işte bu haftaki yazımızda gene kendisinden söz ettirdi.

Takvim deyince gene birkaç senedir firmam Esit’in bastırıp yılbaşı promosyonu olarak dağıttığı, daha önceki senelerde sadece Serhat Bey’e ait hayvan fotoğraflarının yer aldığı, son senelerde farklı “kuş fotoğrafçısının” eseri olan ve sadece kuşları barındıran takvimlerde biraz payım olduğunu da düşünüyorum. Şu sıralar sıkı bir kuş koruyucusu ve fotoğrafçısı olan Serhat bey’in seneler öncesinde bir “kuş avcısı” olduğu günlerde ava giderken “Ben kuşları tutuyorum. Onlara şans diliyorum, size değil” diyerek hafiften tepkisini çekmiş olsam da şimdilerde kendisi, sadece fotoğraf çekmek için bile olsa da kuşları yuvalarında çekmenin, ne kadar dikkatli davranılsa da kuşları ve yavrularını ürküteceğinden, etik olarak yasak olmasının kararını aldıkları bir sitesi var. Kuşlarla ilgilenenlerin “Türkiye’nin Kuşları” www.trakus.org internet sayfasını inceleyerek bilgilenebileceklerini belirtmeliyim.

Noel Baba dedikten sonra onunla özdeşleşen hayvan olan geyiğin de muhabbetini yapıp sıra kuşlara da geldiyse, artık yazıyı da sonlandırmanın gerektiğini idrak edip hepinize mutlu ve sağlıklı bir yıl dileklerimle bu yazıya noktayı koyuyorum. Diğer cumalarda görüşmek üzere hoşça kalın.

Sonraki yazı 102 Önyargılar II

100

102

Yorum bırakın