031 – Sayılar


24 Ağustos 2007

Sayıların hayatımızda çok enteresan etkileri ve manaları vardır. Bunların kimisi insanın kendisini özdeşleştirdiği, bazen çeşitli anlamlar yüklediği ve hatta bazen de medet umduğu sayılardır. Mesela ben lisedeki numaram olan 1123 ve bundan türetebildiğim sayılarla çeşitli şans denemelerinde bulunmuşumdur. Bu sayıdan oluşturduğum 11, 23, ikisinin toplamı 34, tümünün toplamı olan 7, hepsinin çarpımı 6 gibi sayılar benim çeşitli şans oyunlarında kullandığım sayılardır. Hani bu sayılardan her hangi bir medet buldum mu diye sorulacak olursa cevabım hayırdır ama gene de seçenek olarak hep bunları seçmişimdir.

Sayılar konusunda çeşitli toplumsal gerçekler de yok değildir: “Allah’ın hakkı 3’tür”, “Kediler 9 canlıdır”, “7 kat yerin dibi”, benim lisede genellikle kullandığım düstur olan “5’ten şaşma, 6’yı aşma”, vs…

Kahvaltılarda zeytin yerken 7 sayısının gene benim için önemli bir yeri vardır. Vaktiyle babamın söylediği “7 zeytin yemek 1 yumurta yemeğe bedeldir” lafı üzerine yediğim zeytinin tanesini saymak bende alışkanlık haline geldi. Yalnız ben biraz daha takıntı ile eğer 7 olmasa da hiç olmazsa “tek sayıda zeytin” felsefesini sonuna kadar beslemişimdir. 9-11 7’den sonra gelen iyi seçeneklerdir. Yalnız kadersizliğim ve çaresizliğim sofrada 2 çeşit çekirdekli zeytin olması durumunda içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Eğer her iki tür zeytinden de tek sayıda yersem, toplamda çift olması sorununu yaşıyorum. Toplamda tek oluşması için ise mutlaka bir cinsin tek sayıda yenmesi sorunsalını yaşıyorum. En güzeli ya tek ya da üç çeşit zeytin olan sofraya oturmak tabi bunlardan biri çekirdeksiz olmamak koşulu ile.

Tabi bu arada 18 reşit olmak için alt limit, 25 milletvekili seçilebilmek, 30 ise cumhurbaşkanı olabilmek için alınması gereken yıl sayıları. Tavlada parti kazanma için en az 5 oyun almak gerekir ki, sayı 4 iken mars ederek 6 ile bitirmenin keyfine de diyecek olmaz. Normalde saymalar hep ritmik olduğu için ya birer birer ya da üçer beşer olsa da en ilginç sayma şekli teniste olur. Oyunda sayılar 15-30-40 şeklinde alınır. Tenis seyircisi de aynen sayıları gibi ilginçtir. Diğer sporlarda sanki sporcunun konsantrasyonu önemsizmiş gibi oyun esnasında çıt çıkarılmaz. Seneler önce TED kulübünde tenis oynayan bir arkadaşımın teklifi ile Sheraton karşısındaki tesislerinde TED OPEN seyretmeye gittiğimde seyircilerin sessiz kalmaları gerektiğini bilmediğimden, o zamanların en sansasyonel hakemi olan rahmetli Cenk Koray’dan bir uyarı işitmişliğim de vardır. Amerikan futbolunda ise sayılar 3 ve 6 şeklinde alınır ama 6 alan bir bonus kazanma şansını da elde eder ve genellikle de bu bonusu alınca 7 sayı almış olur. Basketbolda ise topun çemberden geçmesi, atılan yer ve şekle göre farklı kazançlar sağlar: 1-2-3 değerinde sayılar kazanılır. Golf oyunu bana göre en anlaşılmaz olanıdır. Sayılar her oyunda oyunculara verilen haklara göre ARTI veya EKSİ şeklindedir ve her biri de farklı adlandırılır, ki birkaç tanesi BIRDIE, BOGEY, EAGLE olarak adlandırılmakta. Tabi bu arada vuruşun isminin PAR olduğu da unutulmamalı. Benim nasıl iyi bir spor seyircisi olduğumu da bilmem burada hatırlatmama gerek var mı?

Her ne kadar bizim ailede genellikle uyulmasa da 6 ilkokula başlamak için doldurulmuş olması gereken yaştır. Ben 6 yaşımı doldurmadan 2, kuzenim Bilge 3, inşallah bu sene küçük kızım Burçak 4, biladerim Murat ise 6 ay önce ilkokula merhaba diyenlerdeniz. İlk başladığı zaman önce sadece bazı günlerde 2-3 saatlik yayın yapan TRT, işi büyüttükten sonra kanallarını 1-2-3-4 diye adlandırırken Cine5 uyanıklık edip 5’i sahiplenince son kanalını INT olarak adlandırmıştı. Tabi bu arada Kanal 6, Kanal 7, TV8 gibi kanallar da kalan numaralara devam etmişti. Artık bu numara işi çok uzadı diye neyse ki artık harflere geçtiler. Tabi bu arada 9 sayısının önemini de göz ardı etmemek lazım. Çünkü Yılbaşı hariç yılın her ayının 9, 19 ve 29’unda bazı insanlar zenginlik hayallerine dalması ve sonucunda genellikle hüsran olmasına rağmen, babamın hocasının söylediği “Ahmaklardan alınan vergi” günleri de önemli sayılara aracılık ederler.
Sayılar konusunun en anlaşılmaz olanı ise meclistedir. Salt çoğunluk, nitelikli çoğunluk, toplantı yeter sayısı, oylama yapılabilmesi için ve oylama sonucunda çıkan sayılar hepsi iç tüzükte belirtilmiş olmasına rağmen işin içinden çıkmak için mahkemelere kadar gidilmektedir. Sayıların önemini en güzel anlatan ise 40 tane harami olmasa Ali Baba’yı kim tanıyabilir? Ya da cüce müce, o 7 kişi olmasa Pamuk’un diğer prenseslerden ne farkı kalırdı ki?

Yazının aşağıdaki kısmı bir kısma gönderilmeyip sansürlenmiştir. Biraz +18 olarak tanımlanabilir

Bu arada tabi zurnanın zırt dediği yere de geldik. Bu günkü yazımızın numarası olan ve benim bu yazıyı yazmama vesile olan sayı da her Türk erkeğinin hiçbir zaman aklından veya başka bir söylemle aklının bulunduğu yerinden çıkartamadığı bir sayıdır. İnternet’te yer alan “Zamane sözlüğü”ndeki bir yoruma göre de eylemin rakamsal boyutu birçok insan tarafından düşünülmüş, fakat bulunamamıştır. Ancak konuya ciddi bir araştırma mantığıyla eğildiğimizde karşımıza ilginç sonuçlar çıkmaktadır. “El” üzerinde odaklanarak, Hulki Aktunç, “Türkçe’nin büyük argo sözlüğü” adlı eserinde kriptolojik bir buluşu bizlere sunmuştur: Osmanlıca’da “el” sözcüğünü oluşturan harfler, ebced hesabıyla 31 değerindedir. Argoda da pek çok karşılığı olan bu sayı daha ilkokul birinci sınıftan itibaren erkeklerin kafasına kazınmıştır. “Tek kol Yalova gitmek” gibi insanı derin manalara sokan bu eylemin günümüzde değişik isimleri de yok değildir. “Çavuşa Vurmak”, “Osman’ı Tokatlamak”, “Yunusu Kamçılamak”, “Şampanya Patlatmak“, “Zar Atmak”, “Kamyonu Devirmek”, “Depoyu Boşaltmak”, “Papazı Boğmak”, “Istakoz Yağlamak”.
Seneler önce bizim firmada çalışmaya gelen IAN isimli mühendis, Türkiye’ye esas gelmesini gerektiren kız arkadaşının İstek Okullarında İngilizce Öğretmenliği için geldiği sırada bu sayıyı bana sormuştu. Çünkü birinci sınıf öğrencilerini yoklama yapılırken numarası 31 olan çocuğa sıra geldiğinde diğer oğlanlar hep bir ağızdan gülüyorlarmış. Ian da olayın o manaya geldiğini anlamış ama teyit etmek için bana danışmış.

30

32